Sevgili TV100 izleyicilerimiz değerli okuyucularımız sizlere bu satırlarda haftalardır, ABD ile Rusya’dan alınacak Rus S-400 hava savunma füzeleri, Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları bahanesi ile tırmandırılan gerginlik ve İdlib ekseninde ülkemizin hassas bir sürece gireceği konusunda nacizane hatırlatmalarda bulunmaya çalıştık. Hem de bu hatırlatmaları bu kritik konular gündeme gelmeden yaptık.
Her geçen gün söz konusu başlıklar ağırlığını hissettirmeye başladı. Bu da hepimizin içeride artık karşılıklı nefrete varan siyasi kutuplaşmaları bu milli konularda en azından bir kenara bırakıp beraber olmamızın gerekliliğini bir kez daha gösterdi.
Çünkü, tereddüt ve bu konularda kendi aramızda yaşayacağımız çatışmalar bölgede ciddi hesaplar peşinde olan güçlerin işine gelecektir. Türkiye’mizi zayıflayatacaktır. Şaka ya da abartı değil inanın, bu süreçte güçlü ve kararlı görünümümüz gelecek nesillerimizi ve ülkemizin kaderini etkileyecektir.
Bazı konuların bu nedenle bu hafta gelişmeler ışığında kısa kısa açılım ve analizlerini sizler için yapalım; Tıpkı Salı akşamları tv100 ekranlarında programımızda değerli uzman isimlerle yaptığımız gibi; ve şöyle devam edelim;
⁃ Doğu Akdeniz’deki mesele hidrokarbon yataklarından daha fazlasıdır. Doğu Akdeniz’de askeri yığınağa dikkat etmek lazım. 210’dan fazla savaş gemisi ve 10 binden fazla asker bölgede. Fransa ve ABD Kıbrıs’ta İngilizler gibi üs sahibi olma peşinde. İngiltere, adadaki iki üssüne zaman içinde 121 yeni nesil savaş uçağını kaydıracağını açıkladı. Fransa Rumlarla Türkiye’ye karşı anlaşma imzaladı.
⁃ Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının dünyanın kaderini değiştirecek olup olmadığı soru işareti. Zaten çıkarılsa da Türkiye üzerinden batıya gönderilmekten başka akıllı ve ekonomik yolu da yok. O nedenle enerji kaynaklarından öte İsrail’i, Ortadoğu’yu, Suriye’yi, Kuzey Afrika’yı, İran’ı, petrol rotalarını üst eksende kontrolde tutmak için Rusya dahil her ülke Doğu Akdeniz’de şimdiden pozisyon alıyor.
⁃ S-400 konusunda ise Türkiye, Rusya ile ABD arasında pis bir oyuna tuzağa düşürülmeye çalışılıyor. Türkiye hem Rusya hem de ABD tarafından bir seçim yapmaya zorlanıyor. Mesele artık silah füze alımından çok Türkiye’nin taraf seçme yönüne doğru bir yöne sürüklenmeye çalışılması.
⁃ ABD Savunma Bakanının mektubunu hafta sonu özellikle basına sızdırdılar. Diplomatik teamüllere göre bu tip mektuplar sızdırılmaz. Sızdırılan mektupta da dediğimiz gibi Türkiye’ye, ‘Seçimini yap” denilerek bir mesaj gönderilmeye çalışılıyor. Açıkça bir tehdit var. Türkiye bunu akılla çözmeye çalışıyor. ABD ise alırsan şöyle olur böyle olur diyor ama öte yandan da Ruslar da üstü kapalı olarak (Ki Esad rejimi Rusya’ya sormadan taş bile atamaz) bir taktik uyguluyor. Suriye’de İdlib başta bakın saldırılar olmaya artmaya başladı. Askerlerimiz şehit oluyor Suriye’de. Türkiye’nin İdlib çatışmasızlık bölgesindeki 12 kontrol gözlem noktasından birkaçına yakın bölgelere topçu atışı yapmaya başladı Esad rejimi. Yaralılarımız var. Bunları yan yana koyduğumuz zaman sıcak bir yaz bizi bekliyor anlamına geliyor.
Peki ne yapmak gerekiyor? Ne Rusya’nın goygoylarına ne ABD’nin tehditlerine ne de Rusya’nın üstü kapalı tehditlerine pabuç bırakmadan bildiğiniz yoldan yürüyeceksiniz.
Çünkü ABD; S-400’ü alma derse ve sen almazsan bundan sonra her dediğini yapar duruma da düşersin. Ki; Ankara bunun farkında. Ama Ankara; aynı zamanda Rusya’nın S-400 ile ilgili yaptığı ABD ile ortamı germek için sık ve taktik açıklamalarının da farkında.
Yine de; ABD ile yaşanan S-400 sürecinin ortak komisyonla yürütülebileceğini düşünüyorum. Zaten olmazsa hatlar kopacaktır.
S-400’lerin teslimi Temmuz’da olacak görünüyor ama süreçte nasıl bir takvim olacak yakında göreceğiz ama aldığım duyumlara göre önümüzdeki günlerde ilginç gelişmeler de ortaya çıkabilir. Trump’ın hala Türkiye’ye gelmeyi istediğini de biliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Rus Lider Putin hem de Amerikan Başkanı Trump ile bu ay içinde hem uluslararası zirvelerde hem de telefonda yapacağı görüşmeler kritik.
Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da Amerikalı ve Rus muhatapları ile yürüttüğü müzakere sürecini de yakından izleyin. Bu Türkiye’ye yönelik psikolojik savaşta sağlam sinirler ve akıl kazanacak.
Hepimizin derdi güçlü ve tek yürek Türkiye. Sonuna dek bunun için mücadeleye devam.
En güzel günler sizlerle ve güzel ülkemizle olsun…
Sağlıcakla kalın…