SURİYE ile ilgil değerlendirmelerde dikkat etmişsinizdir her kafadan bir ses çıkıyor.
“Şöyle olur, böyle olur” diye sağda solda çok sayıda yorumla karşılaşıyorsunuz. Ve sonunda da kafanız iyice karışıyor, “Bunlardan hangisi doğru?” diye. Çünkü o kadar çok ve birbiri ile çelişen yorum var ki…
Ama inanın ortada tek gerçek var; O da haklı olarak kafanızın karışması hali. Bu ortada uçuşan teorilerin hiçbiri gerçek öngörüye sahip değil. Sebebine gelince o da şu; Suriye’de artık günlük politikalar bile saatler bazında değişir hale geldi. Oyun içinde oyun misali.
Yani; haftaya şu olur, gelecek aylarda bunlar olur demek bile çok iddialı ve yanıltıcı olabilir. Bir anda beklenmedik bir hamle kartların yeniden karılmasına ve ana aktörlerin yeniden pozisyon almasına neden oluyor. O nedenle bu kadar oynak parametreler içinde Türkiyemizin de ‘hiç bir ülkeye güvenmeyen, duygusal olmayan, dolduruşa gelmeyen sadece işbirliğine mecbur eden’ bir politikaya sıkı sıkı sarılması önemli. Ankara da bunun farkında. Yani kendisine yakın görünen ülkelerin bile perde arkasında kendi hesaplarının derdinde olmasının farkında.
Şimdi siz değerli okuyucularımıza net bir resim ortaya koymaya çalışacağım ve siz en doğru yorumunuzla durumun ne olduğunu son çıkan bazı resmi haber ve açıklamaların ışığında göreceksiniz;
RUSYA’DAN İLGİNÇ ÇIKIŞ
‘ABD’nin çekilme kararı ardından Fırat’ın doğusundaki belirsizlik devam ederken sahadaki güçlerin pozisyon alma yarışı, PKK/PYD’ye ‘kalkan’ olma çabalarıyla devam ediyor. Terör eksenindeki PKK/PYD’ye angajmanını kesemeyen Amerika, Münbiç ve Fırat’ın doğusu için Türk askerinin ayak basmayacağı modeller arayışına girerken Rusya da güvenli bölge planlarına dahil oldu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, PKK/PYD’ye Tel Rıfat koruması sağlamayı önerdi. Lavrov, bölgeye Rus askeri polis birliklerinin yerleştirilebileceğini söyledi.’
Habere bakıldığında; Bu durumda İdlib başta Suriye’de Türkiye ile bir şeyler yapan, beraber yürüyen Rusya’nın öte yandan Ankara’nın şiddetle karşı çıktığı PYD-YPG-PKK ekseni ile ilgili bu adımı sizce nedir?
ARAPLARI DA DAHİL EDEN KISKAÇ
‘Fırat’ın doğusunda, halen Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması beklenen Karakozak’taki vatan topraklarına dahi Türkiye’nin girişi engellenmek isteniyor. Amerika terörist koridoru sağlamlaştıracak tedbirleri kendine kanalize bir Arap gücü ya da BM gücü ile almak üzere planlamalar yaparken, Rusya ise Türkiye’yi rejimle masaya oturmaya ikna etme çabasında.’
Bu da diğer haber. Ama şu da var ki; Askeri ve diplomatik kaynaklar, Türkiye için Suriye kuzeyi ve buradaki terörist varlığının bir beka sorunu olduğunu belirterek, Türk askerinin dahil olmadığı hiçbir modelin Türkiye’nin endişelerini gideremeyeceğine dikkat çekiyor. Ama sonuçta aklımızdan şu çıkmasın; Türkiye’nin kafasındaki kendisinin kontrol edeceği güvenli bölge politikasınım hayata geçmemesi adına bir yanda Rusya her an İran ve Şam rejimi ile harekete geçebilir. Bu hatta bir oldu bitti yapabilir. Diğer tarafta ise; ABD, batılı müttefikler ve bazı Arap ülkeleri ile bir uluslararası güç hamlesi ile gelip sınırımızın altında bir güvenli bölge emrivakisi yapabilir. Her iki hamle de aslında PYD’yi koruma kalkanını amaçlıyor gibi görünüyor.
LAVROV’DAN İLGİNÇ ÇIKIŞ
Bu da çıkan bir diğer haber;
‘Türkiye ile Amerika arasında çekilme koordinasyon çalışmaları devam ederken, Rusya’dan ilginç bir açıklama geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye-Suriye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölgeye ilişkin olarak, bölgeye Rus askeri polis birliklerinin yerleştirilebileceğini söyledi. Lavrov, Adana Mutabakatını hatırlatarak ‘tampon bölge’ deyimi kullanarak yaptığı açıklamada PKK/PYD’ye de “hangi Kürtlerin terörist sayılması konusunda ortak bir anlayışa varılamadığı” sözleri üzerinden göz kırptı. Bu açıklama, Rusya’nın SDG’yi anayasa yazım sürecine dahil etme çabası olarak yorumlandı.’
Buyrun; işleri daha da karıştıran açıklamayı alıntılayan bir haber daha. Çok kritik. Neden mi? Çünkü Kremlin de artık oyun planını gizlememeye başladı.
TÜRKİYE OLMASIN
Ve şimdi de buna bakın;
‘ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan da Münbiç’e Türk askerinin girmeyeceğini, tamamen yerli halktan oluşan bir planlama içinde olduklarını açıkladı.’
Yani; içinde NATO müttefiklerinin ve hatta Arapların olduğu bir güç kurulacak ve içinde olması gereken bir numaralı muhatap Türkiye olmayacak.
Rusya bir yandan bizim anladığımızın dışında bir Adana Mutabakatı söylemi, bir yandan Suriye kuzeyine yönelik açıklamalarıyla rejimle görüşün telkinlerini sürdürürken, Tel Rıfat’ta da PYD-PKK varlığı ile içiçe durumda.
Evet durum bu takdir sizin. Benim düşüncem; ne Rusya ne ABD. Ne de bir başka ülke… Sadece Türkiyemizin ortak aklı… Ortak milli menfaatimizin gerektirdiği politikalarımız….
En güzel günler ülkemizle ve sizlerle olsun…