İki adayın ortak canlı yayınını ilk Didem Arslan Yılmaz gündeme getirdi.

Bu onun hakkı teslim etmek lazım. Ama İsmail’e de hayırlı olsun.

Bunu bir mesleki hırs ile de söylemedi Didem. Eski günlerdeki gibi liderler çıksın tartışsın diye de konunun takipçisi oldu.

Ayrıca erkek egemen, erkeklerin domine ettiği bir ortam geriyor.

Yayının sonucunu İstanbullu izleyiciler ve seçmen takdir edecektir.

GENEL SEÇİM GİBİ

Bu seçim biraz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı da aştı. İlk kez İBB başkanlık kampanyalarını -ki bu ikinci tur gibi oldu ama- Türkiye çapında mitinglerle yaşıyoruz. Genel seçimlere ilişkin paradigmalar konuşuluyor. İnşallah bu karşılıklı tartışma programında İstanbul’a ait projelerden İstanbullular bir şeyler öğrenmiş olarak çıkarlar.

Aşırı kutuplaştığımız için, aşırı gergin bir halde olduğumuz için Türkiye’nin başka tartışma ve kavgalarını da domine eder. Ne kadar engellemeye çalışsanız da bu ona baskın olacaktır.

SORULAR İSTANBULLA İLGİLİ OLMALI

Orada izleyici olmayacak anladığım kadarıyla. İzleyici sıkıntılı olabilir. O bölümü muallakta. Bütün kanallar ve internet siteleri yayınlayacak ama salonda geniş bir izleyici bölümü de var.

İstanbulla ilgili sorular olmalı ama Türkiye genelindeki sorunlar da domine edebilir endişesindeyim. İlginç bir gece olur. Araştırma şirketleri de haklı buradan çıkan sonuçlar adayların oylarına da yansıyacaktır.

İstanbul’da hangi illerin nüfusu daha fazla ise o illerle ilgili de çalışma yapılıyor. Oralardaki mitinglerin de sebebi o belirleyici oy anlamında.

SEÇİM KÜÇÜK BİR MARJLA SONUÇLANACAK

Arada büyük bir fark olmayacak. Küçük bir marjla seçim sonuçlanacak. 23 Haziran gecesi -sonuçların kısa sürede ortaya çıkacağı söyleniyor- bu iş bitti Türkiye’nin önceliği ekonomi denilecek mi? O gece bu iş kapanır mı? Türkiye 24 Haziran’da yepyeni bir yola devam eder mi? Yoksa aynı travmaları 31 Mart sonrasındaki gibi tekrar sayım, itirazlar, bu uzun süreç tekrar yaşanacak mı? Bu çok çok önemli. Türkiye’nin merak ettiği de bu.

Stratejide durum sonrası senaryo denilen bir değerlendirme var.

Seçilen başkanın çalıştırılmaması, İstanbulluların hizmetten mahrum bırakılması gibi bir risk de var mı?

İstanbulluların ve Türkiye’nin asıl merak ettikleri ise bunlar…

Bir yanıt yazın