Aylardır merakla beklenen “Fırat’ın doğusu” sürecinde bugün yeni ve aktif bir boyuta geçildi.
Türkiye’nin Suriyelilerin ülkelerine güvenle dönüşünün önünün açılması ve sınırlarının ötesinden kendisine gelecek terör tehdidini bertaraf etmesi amacıyla gerçekleştirmeyi planladığı güvenli bölge harekatı için tekerlekler dönmeye başladı.
Son iki günde ard arda nefes kesen gelişmeler yaşandı; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmesi ve bu sabaha karşı Washington’dan gelen çıkış… ABD anlaşılan o ki bugün itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesi sonrasında durumu resmen kabullendi ve bölgeden çekilmeye başladı.
Şimdi bölgeye baktığımızda, toplamda 460 km. ama aktif hareketlilik anlamında 160 km.’lik bir alanlar bütününden bahsedebiliriz.
Bu planlı harekatta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun da görev tanımlaması tamamlanmış durumda. Sınır bölgelerinde hangi noktalara hangi koordinasyonla girileceği adım adım haritalarda çizildi.
Savaş harekat merkezi aktif olarak çalışmaya başladı.
Akçakale-Tel Abyad, yani Türk ve Amerikan yetkililerin görüşme yaptığı merkez başta olmak üzere Tel Abyad-Resulayn hattında ABD güçlerinin çekilmesinin ardından bu bölgeler öncelikli olarak gündemde olacak.
Yani Amerikan askerlerinin çekilmesi ile harekatın başlama koordinasyonu söz konusu…
PYD/YPG terör yapılanmasının TSK’nın gireceği bölgelerin hattına, bazı Arap kökenli yapıları yerleştirmesi tamamen harekatı geciktirmeye yönelik bir hamle olarak görülüyor. Ancak bu durumun operasyonla ilgili genel kararlılığı geciktirmeyeceğine özellikle işaret ediliyor.
Öte yandan, sayıları binlerle ifade edilen ve artık ABD tarafından “sorumlusu sizsiniz” denilerek topu bize attığı DEAŞ militanlarının da takip, teslim ve kontrol altına alınmasıyla ilgili zaten ayrı bir çalışma haftalardır yürütülüyordu.
Bu operasyonda Suruç ve Kobani de önemli, buna Ayn El-Arab’ı da eklemek gerekiyor.
M4 Otobanı Haseke, Rakka, Halep, İdlib ve Şam arasına belirleyici bir bağlantı noktası. Bu nedenle bu bölgenin de hassasiyetle üzerinden çalışıldığı biliniyor.
Planlamaya göre uçar birlik ve kara destek unsurlarının desteğiyle gerçekleşecek harekatta özel kuvvetler ile daha önce Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarında görev almış tecrübeli birlikler de görev yapacak.
Türkiye güvenli bölgenin tesisi için de bir yandan uluslararası camiaya “birlikte gerçekleştirelim” çağrısında bulunurken öte yandan da işin güvenlik bölümünü tek başına halletmek için büyük bir seferberliğe girişmiş durumda.
Büyük resme bakmamız gerekirse, aslında, Türkiye için güvenli bölge yani tehdidin sınırlarının artık tamamen dışında karşılandığı bölgeler bütünü Pençe harekatlarının yapıldığı Irak-İran sınırından, Hatay’a kadar olan geniş konsepti kaplıyor.
Güvenlik politikalarını anlamak için bu genel resme bakmak çok önemli unutmayalım Türkiye Irak’ta Pençe harekatlarıyla orayı netleştirirken daha önce de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile batı sektörünü tamamlanmıştı, şimdi arada Fırat’ın doğusu kalıyor.
Ancak burada tekrar etmek gerekirse operasyonun belirli noktalarda ayrı ayrı bağımsız olarak sürebileceğimde görülüyor.