Son zamanlarda “Yazar olmak için hangi eğitimi aldın?” tarzında o kadar fazla soru ve eleştiri alıyorum ki bu cahilliği gidermek adına bir yazı yazmaya karar verdim. Sevgili okurlar, ne yazar ne de şair olmak için herhangi bir üniversite bölümü yok. Bunlar serbest mesleklerdir. Ancak iyi bir yazar olmanın elbette bazı şartları var. Gelin o mükemmel eserleri oluşturan şartlar neymiş, ünlü yazarlarının hayatları üzerinden bakalım:

1) FRANZ KAFKA: Dünyada mutsuzluğun yazarı olarak bilinen Franz Kafka, kötü sonla biten hikayeleri ve babasına duyduğu nefretiyle ün yapmıştır. 6 çocuklu yahudi bir ailede doğan Kafka, kardeşlerini Nazi zulmünde kaybetmiştir. Bir türlü kavuşamadığı imkansız aşklarıyla özel hayatında da talihsiz bir tablo çizen yalnız yazar, öldükten sonra tüm eserlerinin yakılmasını ve asla çoğaltılmamasını vasiyet etmiştir.

2) BUKOWSKI: Eserlerinde genellikle toplum dışı insanları ve depresyonu konu alan şair ve yazar Bukowski, çocukluğunda babasından sürekli kemerle dayak yiyip geceleri sokakta yatmıştır. Küçük yaşta korkusuz birine dönüşen Bukowski, bir eserinde ilkokul öğretmenine “Sevişelim” dediğini söylemektedir.

3) CHARLES DICKENS: Victoria devrinin en iyi romancısı kabul edilen Dickens, babası hapse düşünce borçlarını ödemek için okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Fakat kendisini geliştirmeyi başarmış, stenografi öğrenip 15 yaşında Morning Chonicle gazetesinde çalışmaya başlamıştır.

4) DOSTOYEVSKI: 19. yüzyıla damgasını vurarak Batı’da en çok tanınan yazarlardan olan Dostoyevski, sarhoş bir baba ve hasta bir annenin çocuğu olarak yatılı okullarda büyümüştür. 9 arkadaşıyla birlikte idam gömleği giydikten sonra son anda kurtulup cezası hapse çevrilmiştir. Yıllarca bitmeyen depresyon ataklarıyla mücadele eden dahi, aynı zamanda Epilepsi hastasıdır.

5) VIRIGINA WOOLF: 13 yaşında annesini, ardından kız kardeşini ve babasını kaybetmiştir. Tüm bunlara üvey abilerinin tacizi de eklenince hayatı boyunca tekrarlayan ruhsal ataklar geçirmeye başlamış ve sonunda cebine taşlar doldurup Ouse nehrine atlayarak intihar etmiştir.

Bu liste uzayıp gidiyor. Ancak konumuz için yeterli örneği sağlayacağını düşünerek burada sonlandırıyorum. Evet sevgili okurlar, ünlü yazarların hayat öyküleri bu şekilde. Dünyada bu yazarlara dâhi deniliyor ancak farkındaysanız hepsinin ortak bir özelliği daha var: Trajik bir hayat. Demek ki iyi yazarlar tek bir özellikle değil eğitim, dil, zeka ve büyük acıların birleşimiyle ortaya çıkıyor. Ve dikkat edin tüm bu özellikler nadiren aynı insanda toplanır.

Bazı insanların yazarlık hakkında atıp tutmadan önce, yazarlığın ne olduğunu ve nasıl yapıldığını öğrenmesinde fayda var. Aksi takdirde öğüt vereyim derken gülünç duruma düşmeleri an meselesi. Ben yazarların hayatlarını bile bilmeyen yoktur derken, bu gün “Yazarlık Üniversitesi”nin olmadığını konuştuğumuza inanamıyorum. Demek ki çevremizi biraz daha dikkatli seçmek gerekiyor diyerek yazımızı sonlandırıyorum değerli okurlar.

Bir sonraki yazımıza kadar hoşça kalın…

Bir yanıt yazın