HERHALDE ileride en önemli araştırma konularından biri de, Türkiye ile Rusya arasında savaş çıkarmak için nasıl kirli oyunların oynandığının araştırılması olacak.
Halen bizim gibi olayları sıcağı sıcağına yaşayanların bugün için bunu yapabilmesi tamamı ile mümkün değil.
Çünkü, Türkiye ve Rusya’yı karşı savaşın eşiğine getirmek için sürekli yeni bir oyun devreye konuyor. Bizlerin daima komplo teorilerinden uzak durması, işimize gelmeyen yerlerde büyük güçler var deme kolaycılığına kaçmamamız gerekiyor. Ama Türkiye Rusya ekseninde artık öyle olaylar yaşanmaya başladı ki, yabancı servislerin bu işin içinde olmadığını görmek için çocuk olmak gerekir. Gelin konuyu açalım.
En başta şunu söyleyelim; Neyse ki, ağır travmalı süreçler yaşadıktan sonra Ankara-Moskova artık bu kirli tezgahlara gelmeyecek kadar tecrübe sahibi oldu.
Bizi Rusya ile karşı karşıya getirecek bu pis oyunların da bir numaralı merkezi Suriye. Burası en başından beri söylediğimiz gibi dünyanın gizli servislerinin de bel altı çalıştığı ihtisas savaş alanı haline geldi.
Şöyle hatırlayalım, Rus uçağının hala karşı tezlerin çarpıştığı bir süreç içinde topraklarımızı ihlal ettiği gerekçesi ile füze ile düşürülmesi, Suriye’de askerlerimizi şehit verdiğimiz hala ne olduğu anlaşılamayan esrarengiz uçak saldırısı, Rus Büyükelçi Karlov’un Ankara’da koruma gibi yanına yaklaşan bir polis tarafından katledilmesi, defalarca Türk ve Rus askerlerini karşı karşıya getirmeye çalışan denemeler. Hatta hatta perde arkasında iki pilotumuzun şehit olduğu Suriyeliler tarafından F-4 uçağının düşürülmesine dek geriye gidebileceğimiz çok kritik bir zaman dilimi.
Ve son olay…
Malumunuz, son günlerde Suriye’de yine garip olaylar meydana gelmeye başladı. Ankara’da da, Dışişlerine büyükelçi üzerine büyükelçi çağrıldı. Rus basınına göre, Rusya’nın, Suriye’deki askeri üslerine “muhalif gruplarca yılın son gününde havan ve drone saldırıları düzenlendi. Rusya resmen yalanlasa da, iddialara göre yaralanan ve hayatını kaybeden askerler olurken bazı hava araçları da hasar gördü.
İşte bizim açımızdan asıl kirli süreç bu noktada başlıyor. Çünkü, saldırıların Türk askerlerinin bulunduğu bölge ya da Türk Ordusu’nun eğitim ve koordinasyonunu sağladığı Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) yerleşik olduğu yerlerden atıldığı bilgisi yayılmaya çalışıldı. Yani, bu iddiaya göre, birileri Rusya’ya ‘Bak Türkiye sana saldırıyor’ provokasyonuna davet çıkarıyordu.
Ama Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Suriye’deki üslerine yapılan saldırılarla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçen günkü telefon görüşmesinin ardından açıklamada bulundu: ‘’Düzenlenen saldırıları kimlerin provoke ettiğini ve arkasındakileri biliyoruz. Bu saldırıların arkasında Türk devleti ve Türk ordusu olmadığına eminiz.’’ Kısacası ‘oyuna gelmedik’ mesajı verdi.
Ardından da Rusya bir operasyonla bu saldırıları düzenleyenleri bertaraf etti.
Şimdi gelelim perde arkasına;
Ankara artık bu oyunlara çok hazır olduğu için bu tezgahın şifrelerini çözdü.
Güvenlik kaynaklarına göre, mesele batılı istihbarat örgütlerinin Rus üslerine yakın bölgelerde uzun zamandan beri uyuyan hücre olarak beklettiği bazı gruplara yaptırttığı saldırılar. Bu gruplar saldırıların hemen öncesinde yer değiştirerek suçu yükleyebilmek için Türk askerleri ve ÖSO’nun olduğu bölgelere özellikle kaydılar. Türk ve Rus istihbaratı, bu süreçte yakın işbirliği içinde olayı net olarak aydınlattı.
Türkiye için Suriye belki de tarihindeki en zorlu süreçlerden biri oldu. Diplomaside, silahlı kuvvetlerde, iç siyasette, sosyolojik dengelerde ve ekonomide yabana atılmayacak tecrübeler yaşadık. Yaşadığımız acılar ve şehitlerimizi de unutmamamız gerekiyor. Suriye halkının bir an önce kendi topraklarında eski huzuruna kavuşması da en büyük dileklerimizden. Ama tabii ki; Suriye meselesinde çok ama çok dikkatli olmak gerektiğini unutmamamız gerekiyor. Çünkü işin şakası yok gördüğünüz gibi. Bu olaylar daha bitmeyecek gibi görünüyor. O nedenle içeride birbirimizin gözünü oyarken dikkatimizi buradan da ayırmayalım. Milli meseleden ötesi yok çünkü.