Ortadoğu-Körfez ülkeleri ekseni daha önce de tarihi gelişmelere tanıklık etmişti.

Ancak son günlerde ardarda yaşanan gelişmeler kartların yeniden dağıtılacağı sıradışı bir döneme girildiğinin habercisi.

Aslında yıllardır bölge ülkeleri arasında karşılıklı “diş bileme”, sonunda ipleri kopardı.

Önce, Suudi Arabistan, Bahreyn, Libya, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Katar ile her türlü ilişkisini kesme kararı aldı.

KÖPRÜLER ATILDI

Buna diplomatik, sosyal, ekonomik, ulaştırma, basın dahil her tür alan dahil edildi. Hatta Katarlı vatandaşların bu ülkeleri terk etmesi bile istendi.

Bahane olarak ise, Katar’ın Suudilerin baş düşmanı İran ile yakın ilişkileri gösterildi.

Ayrıca, Katar’ın, kendisi ile ilişkisini kesen ülkeler aleyhine çalışan aşırı radikal dinci örgütlere para desteği sağladığı iddiası da ortaya sürüldü.

O SON ZİYARET

Tabii değil, daha çok yakın zamanda, Suudi Arabistan’ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump’ın ardından Suudi Krallığı’nın bu kararı almasının da manidar olduğu konuşuldu.

Zaten Trump’ın dünkü açıklaması da bu konuda ABD’nin de Katar ile ilgili bazı yönlendirmeleri olabileceğinin işaretlerini verdi.

Gerçi Amerika imalı açıklamalarda bulunsa da şu ana dek Katar’a karşı yürütülen izolasyon kampanyasına açık destek vermedi. 10 bin Amerikan askerinin bulunduğu askeri üs Katar’da stratejik öneme sahip.

Ayrıca 2 milyon 250 bin nüfuslu Katar, petrol ve doğalgazdan kazandığı paraları yurt dışında akıllı yatırımlara döndürerek bu zenginliğini ‘vazgeçilemez dost’ avantajına döndürmeyi de iyi yönetebilir.

KATAR PROFESYONELLEŞİYOR

Kişi başına milli geliri Türkiye’nin neredeyse 10 katı olan bu küçük emirlik etki olarak çok farklı konumda. Son on yılda dünyaya daha iyi entegre olabilmek için ekonomik gücü kullanmak başta olmak üzere dünyayı yakından okuyabilen bir sistem geliştirmeye çalışıyor.

Katar’ın, sadece İngiltere’de yaklaşık 40 milyar dolar yatırımı var. Bu nedenle, bu krizde İngilizlerin nasıl bir tavır takınacağı merakla bekleniyor. Bu da Katar’ın bu krizde o kadar da elinin boş olmadığını gösteriyor.

KRİZ FIRSAT MI?

Eğer ABD, Katar Emirlik ailesi ile ilgili gizliden gizliye tasfiye planları yapmıyorsa, ‘tavşana kaç, tazıya tut’ diyerek Suud-Katar arası krizi kendisi için de fırsata çevirebilir. Trump’ın Beyaz Saray davetini de bu açıdan görmek lazım.

Peki burada Türkiye ne yapacak?

Çünkü hem yatırımları hem ekonomik ve siyasi ilişkileri, hem de getirdiği sıcak para açısından Katar, Türkiye için önemli bir ülke. Ayrıca, diğer ülkelerin soğuk baktığı bazı örgütler meselesinde de daha önce iki ülke arasında ciddi bir sorun yaşanmamıştı.

KESKİN BIÇAK

Ancak öte yandan Türkiye’nin Suudi Arabistan ile son dönemde çok yakın ilişkileri de ortada. Yani iki ucu keskin bıçak misali Türkiye’nin bu krizde arabulucu gibi ortada durması daha akıllıca görünebilir.

Meclis’ten acilen Katar’a asker gönderilmesi kararı ise bu konuda ayrı bir perspektif konusu. Türkiye’nin Katar ile yakın dostluğu nedeni ile aldığı bu karar şüphesiz diğer cephede tepki ve merakla karşılanacaktır. Bunu Türkiye dostuna her hal ve şartta destek verdiğini göstermek için özellikle yapacaktır. Ama, Ankara’nın Suudi Arabistan ile de köprüleri atmak isteyeceği yakın zamandaki üst düzey ziyaretleri düşününce akla pek yatkın görünmüyor.

Zaten bunu Ankara’dan gelen itidalle krizi çözmek isteyen diplomatik resmi açıklamalardan rahatlıkla görüyoruz.

HERKES DİKKAT ETMELİ

Ama burada en çok dikkat edilmesi gereken nokta Amerika’nın açık politikası imalı- dalgalı-tarafsız görünürken perde arkasında ne düşündüğünün iyi izlenmesi.

Çünkü Arap ülkelerinin bu kararı kendi inisiyatifleri ile alabilecekleri ihtimali akla yatkın değil.

Bu süreçte Katar’ın paralarının gömülü olduğu ülke İngiltere’yi de yakından izlemek gerekir. Sürpriz bir perde arkası diplomasi yürütülebilir. Sadece acele etmememiz lazım.

Öte yandan; Katar’ın gıdasının yüzde 75’ini Suudi Arabistan karşılıyor. Buradan doğacak pazar da ilginç gelişmeleri doğurabilir. Ki şimdiden Katar gıda için Türkiye’ye ve İran’a başvurdu.

TİMSAHLARIN İŞTAHINI KABARTAN ZENGİNLİK

Bu küçük ülkenin, timsahların iştahını kabartan mal varlığını da hiç unutmayalım.

Bu baş döndüren para için kim bilir perde arkasında nerelerde, kimler, ne planlar yapıyor?

O yüzden birileri terör, birileri demokrasi, birileri de başka bahaneler ile bu bölgenin zenginliklerinin gerçek sahibi olmak için ellerinden geleni yapabilir.

YENİ DÖNEM

Bu olayı her şeyden öte artık Trump’ın da işbaşına gelmesi ile Ortadoğu’da kartların yeniden dağıtılacağı, hatta, haritada sınırlarda oynamaların olacağı bir dönemin başlangıcı olarak da görebiliriz.

ARABULUCULUK ÖNEMLİ

Bu işin ‘qatarsrophe’ haline gelmemesi için Türkiye’nin arabulucu rolünden ayrılmaması önemli. Evet; Katar’a asker gönderilecek. Buradaki 200 askerimizin sayısı 5 bine çıkacak. Ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son 36 saatte 20’den fazla telefonla uluslararası mekik diplomasisi yürüttüğünü de not edelim.

Türkiye bu eksende, bu ülkeyi de sisteme ‘katar’ hale getirmek için çaba sarfedecek. Önümüzdeki dönemde; Katar için bir uluslararası arabuluculuk zirvesi gündeme gelecektir.

İRAN FAKTÖRÜ

Bu işin içindeki en riskli aktör ise İran. Arap ülkelerindeki Şii azınlıkları kaşıdığı suçlaması ile karşılaşan İran, Katar’ın özellikle yanında durarak kavgayı yeni boyuta taşıyor.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde, “Ankara’nın Pejak saldırılarının arkasında olduğu” gibi mesnetsiz iddiaları ortaya atan İran ile ilişkilerinde bir krizin yaşanabileceğini de ihtimal dahilinde görebiliriz.

Katar’ın diğer Arapları, “İş birliği yapmakla” suçladığı İsrail’in de bu kargaşayı keyifle izlediğini unutmayalım.

Resim böyle.

OYUN ÇOK PİS

Yerler çok kaygan dediğimiz sırada dün İran’da 10’dan fazla kişinin öldüğü saldırılar sonrası işler iyice karıştı. Ortada gerçekten çok pis bir oyun oynanmaya başladı.

Bu noktada, İran’ı da oyuna çekmek istiyorlar. Olayı DAEŞ üstlense de, İran yönetiminin birinci derece şüpheli gördüğü Suudlardan öç alınacağına yönelik açıklamaları misilleme tamtamlarını çalmaya başladı.

Bunlar yani, İran’ı da işin içine çekme planları, endişelerin artma sebebi.

VEKALET SAVAŞI

Dediğimiz gibi Ortadoğu’da kartlar yeniden dağıtılacak. Ama bu savaşta büyük devletler bunu bir vekalet savaşı gibi yürüterek kendileri sıcak ateşin içine ellerini sokmayacak.

Halen bu krize odaklanmışken, Suriye, Irak ve Libya başta olmak üzere ana krizlerinde olduğu gibi ortada durduğunu da unutmamak gerekir.

TÜRKİYE’NİN YAPMASI GEREKEN

Burada Türkiye, Katar ile ilgili hassasiyetini, desteğini açıkça ortaya koysa da diğer ülkelerin hangi duruşta ne kadar samimi olduğunu asla aklında çıkarmamalı.

Terörün neredeyse yaşanmadığı, 1979’dan beri bu çapta Meclis’e yapılan ilk saldırının olduğu, ülkenin sembollerinden Humeyni’nin türbesinde bombaların patladığı dünkü gelişmeler doğrudan İran’a da ‘Artık rahat değilsin’ mesajı vermeye çalışıyor. Tepki verdirtmeye çalışıyor.

Ortada çok şüphelinin olduğu bir ortamda bazen kimin fail olduğu bilinemez. Akla “Şu, bu yaptı” diye gelen isimleri haricinde ortalığı karıştırıp milleti birbirine düşürmek isteyen hiç ummadığınız biri asıl suçlu çıkabilir.

İran’ın bugünkü çıkışında saldırının arkasında Suudi Arabistan olduğunu iddia ederek intikam alınacağını söylemesi gelecekle ilgili yeni endişeleri beraberinde getirecektir.

Bazı açıklamalarda Suudların “savaşı taşırız” demesi ile İran’ı tehdit ettiği iddia edilmişti. İran’ın da bu süreçte elinin boş olmadığı tahmin ediliyor. Ayrıca gözden kaçırılmaması gereken avantajlardan biri de İran diasporasının etki gücü.

İşte tam bu süreçte gerçekten çok dikkatli olmamız, duygusallıktan uzak milli menfaatler merkezinden ayrılmamak şart.

Benim ülkemin bir canının mutluluğu güvenliği geleceği tüm Körfez’den de, Batı’dan da, hepsinden önemli. Devletin de böyle düşündüğüne kimsenin şüphesi yok. O nedenle beklemek görmek lazım.

Bu kaygan zeminde o nedenle kimseye güvenmemek, her açıklamanın perde arkasını araştırmak, diğer ülkelerin gizli niyetlerinin ne olduğunu görmek hayati önemde.

Tabii en önemlisi ise herkesin birbirinin ayağını kaydırmak istediği şu ortamda bu güzel ülkede birbirimizi yemeyi de sona erdirmek. Artık gerçekten yeter. Kavgalarımızı sonra ederiz ama şimdi dışarıdan, içeriden gelen hainliğin haddi hesabı yok.

Bunu, 15 Temmuz ihaneti dahil gördük, yaşadık. Bu yüzden elele önce vatan için birlik zamanı.

OYUN MASASI ÜLKEDEN ÜLKEYE TAŞINIYOR!

Artık ülkemizde de istihbarat güvenlik birimleri ortalığı karıştırmak isteyen her tür girişime azami dikkat etmeli.

Şu an tüm birimlerin elinden geleni yaptığını bilen biliyor ama bu kez oyun farklı. Oyun masası ülkeden ülkeye taşınıyor.

Çok daha hazırlıklı olmakta fayda var. Yeri geldiğinde Türkiye’ye yapılanları unutmayalım.

SATRANÇ TAHTASINDA YENİ OYUNLAR

Ortadoğu’da çok şey gördük ama bu kez işler çok karışık. Ve her geçen gün fiziki ve psikolojik yeni cepheler açılıyor. Satranç tahtasına her dakika alttan birileri yeni görmediğimiz taşlar sürüp akla hayale gelmemiş taktiklerle aynı anda üç beş hamle yapıyor.

Aman dikkat.

Güzel günlerde görüşmek üzere.

Bir yanıt yazın