Artık kaç yaz oldu hatırlamıyorum, bu yaz da sıcak geçecek diye söylediğimiz. Ve bu yaz da diğerlerini aratmıyor. Hatta daha sıcak geçiyor.

Zaten 2020 yılının başından beri çok yorgunuz. Art arda yaşanan kötü acı olaylar, bitmeyen kabus pandemi ve daha niceleri.

Herhalde içimizde ‘bu yıldan bir an evvel kurtulalım, bu ne belalı uğursuz ve yorucu bir yıldır, artık bitsin demeyen’ yoktur.

Bari siyasi gündem de iç siyaset ve politika sakin geçsin diyorsunuz, maalesef orada da gündem çok sıcak ve giderek daha da karışıyor.

Erken seçim mi olur, ekonomi nereye gidiyor, ittifaklar arası dengeler nasıl, bu süreç neyi nasıl etkileyecek derken, siyasi partiler de kendi içinde ayrıca kaynamaya başladı.

Evet doğrudur; siyasetin doğasında var. Ama ne bileyim insan da bazen ya bari 1, 2 hafta sakin geçsin diye içinden geçirmiyor değil. Ama nerede…

Şimdi önemli bir başlığımız daha çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tam kurultayını yaptı, işler orada oturdu derken, inanılmaz bir atak gerçekleşti. Beklenen di ama ilk giriş beklenenden de sert ve fırtınalı oldu. Bundan sonrasında da herhalde bu süreç aynen devam edecek gibi görünüyor.

CHP Kongresi tam sakin bir şekilde bitti derken, bir anda partide ana karargaha yönelik yoğun topçu atışları başladı.

Normalde eğer partide bir başkanlık yarışı olsaydı tıpkı geçen kongrelerde olduğu gibi adaylar karşılıklı çıkar yarışırdı.

Ancak bu kez Kemal Kılıçdaroğlu neredeyse oyların tamamını alıp tekrar koltuğunu korudu. Ama dediğimiz gibi siyasette nadiren karşılaşılan ancak bana kalırsa taktik açıdan yeni denenen ve doğru olan bir şey gerçekleşti.

İNCE TAKTİK

Hepimizin yakından tanıdığı son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinden sekiz puan yukarda oy alarak %30 oranında ülke genelinde destek toplayan Muharrem İnce bir anda bayrak açtı. Bu şu anlama geliyordu; ‘Ben partiden ayrılıp yeni bir şeyler yapacağım.’ Yani uzun ve ince bir yola çıkıyorum.

Aslında resmi bir açıklama da yapmadı ve sadece kabaran bir deniz misali kulis ve iddia dalgaları yavaş yavaş sahile vurmaya başlamıştı.

Yakın çevresine ufak ufak sinyaller vermeye başlamıştı. Bir parti kuracağını ya da yeni bir siyasi yola çıkacağının işaretlerini göndermişti.

OLAY YARATAN O SÖZLER

Hatırlarsanız; CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CHP’nin bu son 37. olağan kurultayı’nda bir konuşma yapmıştı. Kılıçdaroğlu konuşmasında, ‘31 Mart yerel seçimlerinde duvarın arkasına geçtik. O duvarı ‘dostlarımızla birlikte’ ve milletimizin feraseti ile parça parça yıkacağız’ ifadelerini kullanmıştı.

İşte bu kurultayda iddialara göre tuvaletin yanında oturtulan Muharrem İnce, ‘dostlarla birlikte’ iktidara geleceğiz, yönünde Kılıçdaroğlu’nun sarfettiği bu sözlere büyük tepki gösterdi. Daha sonra da, İnce’nin yakın çevresine, ‘CHP tabelası onlarda kalsın, biz 1919 ruhuyla hareket edeceğiz’ diye konuştuğu bile iddia edilmişti

HAT KOPTU

Ve dün artık kayış tamamen koptu.

Yazının başında Muharrem’in İnce’nin kimseye resmi bir açıklama yapmadığını ısrarla söyledik. Hatta bunu Muharrem İnce, 2 Ağustos öğlen saat 14:44 sularında attığı twit’inde de açıkça ifade etmişti. Bakın neler söylemişti;

‘Bu süreçte bir gazeteye, haber ajansına konuşmadım, açıklama yapmadım. Memleket için doğru olduğuna inandığım bir karar aldığımda kararımı açıklarım. Herkese iyi bayramlar.’

VE O AÇIKLAMA

Ancak dün akşam saatlerinde bugüne kadar çeşitli yollarla mesajlar ve sinyaller gönderen Muharrem İnce en ağırına giden söz ve kendisine yöneltilen suçlamadan yola çıkarak tarihe geçecek bir tweet attı ve şunları söyledi;

‘Değişime imza veren Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını, Kurultay Delegelerini dışla sonra dostlarınla hayal kur. Bölücü olan kim?’

Bu saatten sonra artık ok yaydan çıkmıştır. İş siyasi kulislerde gerçeklik düzeyine ulaşmıştır.

PEKİ NE YAPACAK?

Durum analizi yapmak gerekirse; alınan bilgilerden hareketle, birinci pozisyonda Muharrem İnce önümüzdeki kısa dönemde Türkiye’de nabız yoklama turuna çıkacak, teşkilat ve mali altyapı ile ilgili gündem taraması yapacak, kendisine desteğin ne noktada olduğunu görecek.

Partide küskün kanadın gücünü yerinde değerlendirecek. Sonrasında 10’dan fazla akademisyenle bir süreden beri devam ettiği toplantılarına ek olarak genişletilmiş bir Türkiye raporu hazırlayacak. Bazı isimlere teklif gönderdiği de konuşuluyor.
Sonra da bir siyasi oluşum için düğmeye basacak. Tarihte hatırlarsınız, DSP ve SHP örnekleri CHP’ye karşı kurulan örgüt ve parti yapıları olarak yer aldı.

Neden Muharrem İnce de olmasın. Ama ortada net bir durum varsa; nasıl Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu Ak Parti’den ayrıldığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oy oranında erime mi olur diye muhalefette bir sempati ile oluştuysa, bu kez de Muharrem İnce’nin parti kurması aynı heyecanı ve sempatiyi zayıflama yol açacak diye Ak Parti tarafında yaratacaktır.

ZOR GÜNLER, ÇELİK SİNİRLER

Muharrem İnce’yi zor dönemler bekliyor. Bölücü diyecekler, Ak Parti’den gizli destek alıyor, CHP eritmeyi amaçlıyor diyecekler. Yol zorlu da olacak.

Aklımıza gelen gelmeyen bir çok suçlamayla Muharrem İnce karşılaşacak. Ama işte bunun adı da siyasettir. Yani, sağlam çelik gibi sinirlere sahip olmak, ben her şekilde yola devam ediyorum diyebilme iradesini göstermektir siyaset. İşte bunların sonunda da iktidara gelebilme becerisini gösterebilmek, kitlelerin oyunu alabilmek ve ikna edici olabilmek politikanın genel tanımlaması olarak karşımıza çıkıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri erkene çekilir mi, çekilmez mi bilinmez. Ancak bu yıl olmayacak. Daha önce size belirttiğimiz gibi kesin sıradışı bir şey olmazsa, en az bir sene daha seçim olmaz. Normalde zaten biliyorsunuz, 2023’te seçimler yapılacak. O zamana kadar Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu‘dan sonra Muharrem İnce de ne yapacak diye merak edilenler sınıfına bu hafta itibarı ile eklendi.

Merak etmeyin; daha kendi partilerinden ayrılıp yeni siyasi oluşumlarla karşımıza çıkacak başka isimleri bile görebiliriz.

Mevcut Cumhur ve Millet ittifaklarında neler olacağını, özellikle Millet İttifakı içinde ayrılmaların ya da Millet İttifakı anlamında Cumhurbaşkanı çatı adayının kimler olacağına dair bakalım karşımıza kimler çıkacak.

O İSİMLER VAR DA O YOK

Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş CHP içinde daha bir çok isimle birlikte akla ilk geliverenler. Tabii ki geçen seçimlerde Abdullah Gül’ün adaylığı için çok konuşulduğunu da hala hatırlıyoruz. Şimdi de bir Ali Babacan iddiasıdır gidiyor.

Kılıçdaroğlu’nun ‘dostlarımızla birlikte’ ifadesinde Abdullah Gül Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu mu kast edip kast etmediğini de zaman gösterecek. Bu mesele önümüzdeki dönemde en sıcak başlıklardan olacak.

Ancak; CHP içinde ‘koskoca Atatürk’ün mirası bir parti hala Ak Partinin eski isimlerine mi itibar ediyor, biz içimizden bir cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyoruz mu!’ diye de yükselen bir tepki olduğu da gerçek.

Taban kaynıyor ve bu şartlar altında bahsettiğimiz gibi %30 oy almış ve partisinden sekiz puan yukarıda grafik yakalamış bir Muharrem İnce ‘neden ben olmayayım’ diye yola çıkıyor.

‘Bu kadar ismi söylüyorsunuz da, benim adımı neden kimse anmıyor’ diye etrafına sitem ettiği söyleniyor. O nedenle Muharrem. Bey, uzun ince bir yola çıkıyor.

Dedik ya; sıcak; bu yaz da diğer yazlar gibi çok sıcak…

YAZININ ORİJİNAL METNİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…

Bir yanıt yazın