Son iki yazımda 22 Haziran -20 Temmuz 1936 tarihleri arasında gerçekleştirilen Montrö Boğazlar Konferansı ve 20 Temmuz’da imzalanan sözleşmenin tarihçesini işliyorum. Bu yazımda da Türkiye’nin konferansa sunduğu taslağın özetini yazacağım.
Aktardığımız gibi Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türkiye adım adım 2. Dünya Savaşı’nın geldiğini görmüş, bu çerçevede Türk Boğazlarının egemenliğini almak için adım atmıştı.
Hazırlanan taslak da, genel olarak ticaret değil güvenlik kaygılarıyla hazırlanmıştı. Türk heyeti başkanı Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, 22 Haziran’daki açılış konuşmasında bu meseleyi şu sözlerle ifade etmişti: “Baylar, biz size ticaret gemiciliğinin tam özgürlüğünü göz önünde tutan ve Türkiye’nin, iç deniz olan Marmara’nın ve özel bir durumu olan Karadeniz’in genel ve özel güvenlik gereksinimleriyle koşullandırılmış savaş gemilerine geçiş özgürlüğü sağlayan bir düzenleme önermekteyiz.”
Konferansın 23 Haziran 1936 tarihli ikinci oturumunda Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Numan Menemencioğlu, Türkiye’nin önerisini okudu. Türkiye’nin önerisinde özetle şu iki ana unsur öne çıkmaktaydı:
– Türkiye, şartlar ne olursa olsun Karadeniz kıyılarıyla Akdeniz’in ulaştırdığı bütün kıtalar arasında, evrensel ticaret gemiciliğine en uygun biçimde, tam bir geçiş özgürlüğü sağlamaya önem vermiştir.
– Boğazlardan yabancı savaş gemilerinin geçişi Türkiye’nin ve donanmasının güvenliğine yönelik hiçbir tehdit oluşturmamalıdır. Bu yüzden, Boğazlara girecek kuvvetlerin hem kuvvet hem de zaman açısından sınırına ilişkin bir düzenleme yapılmıştır.
Türkiye’nin önerisinde dikkat çekici olan bir nokta daha vardı. O da sözleşmenin geçici olması ve her beş yılda bir yeniden gözden geçirilmesi talebi.
Montrö Boğazlar Konferansını yazmaya devam edeceğim…