Fransa Lideri Emmanuel Macron geçenlerde koronavirüs salgını ile ilgili ülkesinde basına konuşurken sözü alakası olmasa da birden önce Libya’ya ardından da Türkiye’ye getiriverdi.
Ve Türkiye saplantısı artık kontrol edilmez bir noktaya geldi. NATO’nun daha önce ölüm döşeğinde olduğunu söyleyen Macron’un birden NATO sevdası tuttu ve ittifakın Türkiye’ye karşı harekete geçmesi imasında bulundu.
Fransa Lideri Macron, “Libya’da yabancı müdahaleler sona ermeli. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık şekilde söyleme fırsatı buldum. Türkiye’nin Libya’da tehlikeli oyun oynadığını ve bu oyunun Berlin Konferansı’nda verdiği taahhütlere aykırı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
TEHDİTTEN GERİ KALMADI
Ardından da buna izin vermeyeceklerini ve sonuçları olacağı yönünde içi boş tehditvari imalarda bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Libya’daki politikalarını devam ettirmesi halinde bunun sonuçları olabileceğini söyleyecek kadar işi ileri götürdü. Birşey yapabileceğinden değil sadece edepsizliğinden bunları söyledi.
Fransa’dan bu yönde gelen saçma sapan tepkilerde bu ne ilk ne de son olacak.
Daha da açıkçası; Paris’in Türkiye konusunda bu kadar saplantılı ve takıntılı olması her alanda olur olmaz başlıklarda her işe taş koyması bizi şaşırtmıyor.
SABRI ZORLUYOR
Rusya’dan S400 alırsın ve doğal olarak Amerika’yla kriz yaşarsın, ve problem Türkiye Amerika ve Rusya arasında yaşanır. Ama bir bakarsın Fransa aradan çıkar.
Fransa Lideri Macron, Washington ziyareti sırasında ABD Başkanı Donald Trump’a Fransa-Amerika arasındaki ilişkilerden bahsetmek yerine Türkiye’nin S400 füzesi alması yanlış olmuştur der ve buna karşı tedbir alınmasını ister. Ama kendisi Rusya’ya savaş gemisi satmaya çalışmaktan da geri kalmaz.
Allahaşkına, şimdi burada bu düşmanlığı Türkiye saplantısını görmemek mümkün mü?
Şimdi de utanmadan Fransa başta bazı ülkeler çıkıp, Türkiye’nin Suriye’de ve Libya’da ne işi var diye soruyorlar. Türkiye’de de birileri bunun peşinden gidip ‘evet Türkiye’nin orada ne işi var’ diyor.
Türkiye oralarda pozisyon almazsa bir süre sonra kendi topraklarının hesabını vermeye başlar.
Ha unutmadan ; Türkiye’ye ne işin var diye soran bu arkadaşlara ‘peki, Fransa’nın ve Rusya’nın Libya’da ne işi var?’ diye sormak aklınıza geliyor mu ?
Ya da Fransa’ya, Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri İsyancı Hafter’in arkasında Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile birlikte ne yaptığını soran var mı?
MESELE ASLINDA BAŞKA
Ama öyle ya, onlar sormazlar Fransa ve Rusya’ya ayıp olur diye sormaz. Fakat, kendi vatanlarına ayıp olmaz.
Anlarlar, anlarlar….Günün birinde devlet politikalarının siyasetten bağımsız işleyen mekanizmalar olduğunu ve ülkenin geleceğine doğrudan etki ettiğini anlarlar.
Fransa ya da bir başka ülke Türkiye’nin hata yapmasını bekliyor ve yaptığında da Suriye Libya ve Irak’tan atmak için eli tetikte ve boşalan yere de kendi geçmek için hazırlık içinde.
Ve bu şartlar altında biz hala ‘Türkiye’nin ne işi var?’ diye içi boş sorular soruyoruz
Fransız dergisi Le Canard Enchaine bile bazı Fransız diplomatların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Libya’da dürüst oyun oynayan tek kişi olduğu görüşünü paylaştığını yazarken biz politik kavgalarda boğulup milli meseleleri göremiyoruz.
Mesele Erdoğan veya Kılıçdaroğlu meselesi değil, memleket meselesi.
Geç olmadan güç olmadan aklımızı başımıza alma zamanı.
Sağlıcaklı günler.