Ve Türk Yunan krizinde bir çatışma çıkmadan sona gelindi. Tv100 ekranlarında anlatmaya çalıştığımız gibi bir savaş ihtimali zaten başından beri yoktu.

Şimdi varılan uzlaşma uyarınca görüşmelerin devamı bundan sonra Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek. Tabii ki, Türk Yunan meselelerinin bu görüşmelerde hemen çözülmesi beklenmemelidir.

Atina yönetiminin arsız politikalarından kaynaklanan sonu gelmez isteklerinin bitmesi halinde belki bir ilerleme kaydedilebilir.

ASIL SORUNLAR DURACAK

Ancak, karasularını 6 milden 12 mil’e çıkarmak isteyen, adaları silahlandıran, Kıbrıs’ta kabul edilmez politikalar izleyen, hava sahası ihlalleri yapan, Batı Trakya’da Türk azınlığa hasmane davranan, teröristleri Türkiye’ye iade etmeyen Atina’nın hangi konularda normale dönüp bir uzlaşma sağlanacağı da meçhul.

Yine de bu noktaya gelinmesi, tansiyonun düşmesi açısından güzel.

Peki, buraya nasıl gelindi? Tabii ki, başından beri arkasına Fransa’yı alan ve Avrupa Birliği tarafından da açıkça desteklenen Yunanistan’a karşı bir adım geri atmamakla.

Daha diğer bir deyişle, Fransa Lideri Emmanuel Makron’u, ‘Doğu Akdeniz’de uçak gemisi gönderirim demekten Türkçe twit atmaya geri getiren yani u dönüşü yaptıran Türkiye’nin kararlılığıdır.

Ancak yine hatırlayacağınız üzere, başından beri Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı giderek artırdığı gerginlik aslında kendisinin Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hakkı olan alanların hepsine sahiplenme hırsından kaynaklanıyordu.

Türkiye, ne bir ada, adacık veya toprak parçası talep etmiş ya da saldırgan bir politika izlemiştir.

ASIL OYUN NE İDİ?

Bu kontrollü ve koordineli tırmandırılan politika aslında söylediğimiz üzere Türkiye’nin dikkatini Libya ve Suriye’den başka yerlere çekmek ve oralarda bir başka yeni gelen oyunu çaktırmadan pişirmek amaçlıydı.

Bu oyunda da rol Fransa ve Rusya tarafından Yunanistan’a verilmiştir. Buna, yine Fransa ve Rusya’nın etkili olduğu Ermenistan’ın birden Azerbaycan’a saldırılara başlaması ve Türkiye’nin dikkatini buraya çekmeye çalışması da diğer bir örnektir.

Aynen de öyle oldu zaten. Bu son bir ay zarfında Libya’da Türkiye’nin beraber çalıştığı Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Saraç bir anda fikrini değiştirerek artık emekli olmak istediğini söyledi.

SORU İŞARETLERİ

Çok yorulduğunu ve yerini kendisinden sonra gelenlere bırakmak istediğini belirten Saraç Ankara’da büyük şaşkınlık ve üzüntü yarattı.

İnsan vatani için mücadele ederken ne kadar yorgun olsa da işi yarı yolda bırakır mı.

Belki kendine göre haklı sebepleri vardır. Fakat bu çıkışın ardında Fransızlarla yaptığı görüşmede neler olduğu yönünde soru işaretleri bazılarının kafasında oluşacaktır.

Şüphesiz Türkiye Saraç sonrası yönetim ile de yola devam edecektir. Ancak Saraç, isyancı Hafter’e karşı önemli başarılar sağladı Sirte, Cufra ve Misrata‘da ilerlemeler kaydedildiği bir dönemde birden görevi bırakmak istemesi kafaları karıştırmıştır.

Aynı şekilde, Türkiye’nin Yunanistan ile krizle dikkatinin dağıtılmaya çalışıldığı bir dönemde ve hemen sonrasında İdlib’te ve Suriye harekat bölgelerinde, Bir anda Rus birlikleri ile Esad rejiminin hareketliliğinin artması da dikkat çekicidir.

HESAPLAŞMA

Bana kalırsa, İdlib ve Libya’da büyük hesaplaşmaya doğru gidiliyor.

Bütün bunlarla birlikte, Türkiye başından beri gelişmelere hazırlıklı olduğu için karşı oyun planlarını hazırlamış durumda.

İçerideki kavgamız bitmediğinden dolayı naçizane dikkatlerinize bu konuyu getirmek istedim.

Kısacası, Libya ve Suriye’de oldukça hassas bir döneme giriyoruz.

En güzel sizlerle ve ülkemizle olsun…

YAZININ ORİJİNAL METNİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…

Bir yanıt yazın