Uzunca bir süredir PKK için güvenli bir bölge kalmadı. Gerek PKK’nın sözde başkanlık konseyi üyeleri, gerek kritik noktadaki isimleri ile ilgili hatta daha da açarsak Türkyie’nin başlarına ödül koyduğu renkli skalalarla tanımladığı arananan terörist listesi için her birinin de ayrı ayrı arama ekipleri var. Her biri fakrlı ekipler tarafından takip ediliyor. Ve takip ekipleri sonuca ulaştıktan sonra belirli bir güvenli izleme sürecinde bu operasyonları gerçekleştiriyorlar.
Bugünkü operasyon da uzun süre takip ve ayrı ayrı ekip tahsisleri sonucunda elde edilen başarılardan birtanesidir. Bu operasyonun Kandil’de olması, bugüne kadar örgütün kendini en güvenli hissettiği, örgütün en önemli noktalarından birinde gerçekleştirilmesi ayrı bir noktadır. Ele geçirilen terörist liderlerinden kişinin bakıldığında IRAK/SİNCAR bölgesi olduğu düşünüldüğünde örgütün çok ağır bir darbe aldığını söyleyebiliriz. Özellikle Irak ile ilgili adımların örgüt için çok daha sıkıntılı geçeceğini de söyleyebiliriz.
Biraz daha persfektifi geliştirerek olaya baktığımızda bunun ne anlama geldiğini daha iyi görebiliriz. Pençe-1 harekatı uzun bir süredir başarıyla devam ediyor. Bu harekatın sornasında gelinen noktada Türkiye’nin 10’dan fazla kuvettli, tahkimatı sağlanmış, uzman askeri birliklerle desteklenmiş üs bölgeleri var. Bu üs bölgeleri ile Kandil’in çıkışı tutuluyor. Yani Kandil’in çıkışını tutmaak, bu terör örgütü üyelerinin eskiden kendi evi gibi gördüğü Kandilden, İran’a, Türkiye’ye, Irak,’a Suriye’ye geçilerin önemli ölçüde engellenmesini beraberinde getirdi.
Bunları alt alta topladığımızda örgüt içerisinde sözde Başkanlık Konseyi’nin içine kadar ulaşan bir istihbarat ağının Türkiye’ye verdiği bir diğer avantaj da örgüt içinde panik yaratması olacaktır. Örgüt üyelerinin hareketleri minimum’a indirilecek. Yönetim kademesindeki isimlerin örgüt üyelerine ulaşamaması da etkinliklerini zayıflatacaktır.
Milli İstihbarat Başkanlığı ve askeri birimlerin koordinasyonu ve istihbarat paylaşımı son derece önemlidir. Bu operasyon ayrıca devletin milli ve yerli unsurlarla gerçekleştirdiği bir operasyon olduğu için bu operasyonun detaylarına hakimim ama güvenlik gerekçesiyle şu an resmi açıklamaları beklemek gerekir diye düşünüyorum. Ama çok yüksek teknoloji kullanıldı. Son 72 saattir bu terör örgütü üyesinin adım adım takip edildiğini size söyleyebilirim. Ve diğer sözde Başkanlık Konseyi üyelerinin de adım adım izlendiği ve bu hareketliliklerinin ne şekilde devam ettiği de not ediliyor ve bu operasyonların da zamanı geldiğinde gerçekleştirileceğini söyleyebiliriz.
İstihbarat bazlı operasyonlarda diğer ülkelere de bir nevi mesaj vermiş olursunuz. Bu operasyonun bir fiziki sonucu vardır bir de verilen mesaj vardır. Bu bölgede Türkiye’nin aynı zamanda diğer ülkelere, ülkelerden çok bu ülkelerin ilgili yabancı servislerine (Silah sevkiyatı, İşbirliği yapan gibi) “Sizin de ne yaptığınızı biliyoruz” demektir bu operasyon. Bu terör örgütleri bugüne kadar ayakta kalıyorsa (Özellikle PKK) şüphesiz ki bunun en büyük nedeni dış destekler ve yardımlardır. Bu operasyon bu terör örgütlerine yardım edenlerin foyalarının ortaya çıkarılması yönünde bir mesaj olmakla birlikte, bundan sonraki her hareketin de adım adım izleneceği ve gerekirse bu örgütlerin ifşa edilmesi anlamadında milli istihbaratımızın da ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir.
Eskiden devlet içindeki zehirlenmeler nedeniyle (FETÖ gibi) kurumlar arası koordinasyonun pek sağlanamadığını biliyoruz. Artık alınan ‘anlık istihbaratlar’ konusunda tüm birimler koordine içerisinde ve anlık olarak hareket edebiliyor. Yerli ve milli olmak sadece üretilen yerli araçların vs. kullanılması değil, yerli ve milli olmak kafada da önemlidir.