Herhalde artık herkes, yakın geçmişte hatırlanacağı üzere bir anda başlayan ve onlarca canımızı alan seri terör saldırılarının neden mevsimsel şekilde ortaya çıktığının farkındadır.

Tamamen iktidar, siyaset ya da parti tartışmalarının üzerinden söylüyorum; eğer birden fazla cephede kritik ve stratejik alanlarda mücadele veriyorsak ve tüm dünya dengelerini etkileyecek bir coğrafya ekseninde devlerle karşı savaş halindeyseniz, benzer olayları size karşı birilerinin taşeronlar aracılığıyla devreye sokması muhtemeldir, ki örneklerini de yakın dönemde maalesef yaşadık…

15 Temmuz alçaklığının hemen ertesinde Türkiye’yi tamamen demoralize etmek için insanları bıkkınlığa, umutsuzluğa sevk etmek için art arada gerçekleştirilen bu organize saldırıları unuttuğumuzu mu sanıyorlar!

Ankara Garı’nda, Merasim Sokak’ta, Taksim’de, İnönü Stadı’nda, Reina’da, Kayseri’de, Bursa’da, Reyhanlı’da ve daha buraya isimlerini sığdıramayacağımız pek çok yerde yüzlerce masum insanı, devlet görevlimizi şehit eden bu hain eksen inanın bir an bile bu emellerinden vazgeçmedi.

Ve yine aslında bugün tamamen, bu saldırıdan bağımsız olarak söylüyorum; bundan sonra da vazgeçmeyecek! Mesele Türkiye’yi diz çöktürene kadar pis oyularına devam etme meselesi…

Taşeronlarla çalıştıkları için bir gün bunun arkasında başka aktör, öbür gün bir başka aktör oluyor…

Tehdit açısından çok dikkatli olamamız gereken yerler içinde ben Suriye ve Irak da dahil Türkiye’ye ait hangi nokta, nerede, kim varsa her bölgenin dikkatli olması gerektiğini düşünenlerdenim….

Size sadece şunu söyleyeyim son iki ayda şu an açıklanmayan ama duyduğunuzda tüylerinizi diken diken edecek iki çok önemli olay, emniyet ve istihbaratın iş birliğiyle son anda engellendi!

Devletin ilgili birimlerinin hakkını vermek lazım, muazzam bir özveri ve profesyonellik ve işbirliği ile bu hain girişimlere göz açtırmamaya çalışıyorlar.

Şüphesiz “arada gözden kaçan olur mu” endişesi de var. İnşallah bunlar da olmaz diyelim… Ama bugünkü meselenin perde arkasına şöyle ufak da olsa bakalım…

Henüz soruşturma aşamasında olduğundan resim tam net değil ama PKK/PYD ekseni veya DEAŞ olduğu konusunda ciddi şüpheler mevcut.

El yapımı bir patlayıcının arabaya konup 3 insanı mı hedeflediği, yoksa bu 3 kişinin bu bombayı başka bir yere götürmeyi mi planladığı, çevredekileri mi hedeflediği, ya da bu bombanın ön bir tuzak bombası olup başka aranan, aranması gereken araçların mı olduğu meselesi tüm detaylarıyla araştırılıyor.

Arabadaki 3 kişi Suriyeli… Kimliklerine bakılacak, bombanın tipi menşei araştırılacak, sonrasında resim daha da netleşecek… Bu olaydan çok ciddi bir şey çıkar ya da çıkmaz zaman gösterecek, ama yine de şunu söyleyeyim ve şu tavsiyede bulunayım; sakın “aman canım bundan önemli bir şey çıkmadı” deyip geçiştirmeyin…

Çünkü en başta da anlatmaya çalıştığım gibi, bu pislik yuvalarının, bu hain çetelerin, şakası yok.

O nedenle bizim de aklımızı başımıza alıp, hep diyoruz ya “milli mesele” diye, en azından milli meselelerde beraber tek vücut olabilmeyi öğrenmemiz ve bu hassasiyeti devam ettirmemiz lazım.

İşin şakası yok. Güzel günler Türkiye’nin olsun.

Bir yanıt yazın