Deniz Baykal bu ülkede kaset kumpaslarına kurban edilmeye çalışılan yakın siyasi tarihimizin en önemli isimlerinden biridir.

Tam bu noktada, aklıma gelmişken; Onun gibi değerli bir isim olan Türkiye’nin yetiştirdiği en kıymetli diplomatlardan Deniz Bölükbaşı’nın da benzer tuzaklara uğraması ve bu üzüntüsünden aramızdan erken ayrılması beni üzen olaylardandır.

Bizde arkadan vurmak yoktu. Kahpelik sinsilik yoktu. Bunu FETÖ dahil bu ülkeye sokanların, ülkenin değerlerini pusuya düşürenlerin, vatanı koruyanları kalleşçe hançerleyenlerin, bunları özendirenlerin iki elimiz iki cihanda yakalarında olacaktır. 
Bunu zaten yapmayacak olanlara da yazıklar olsun.

Deniz Bey, siyaseti yüksek perdeden yapardı. Üslubu sertti ama çizgileri net prensipleri vardı. Bulunduğu siyasi yapının temellerinde siyaseten ve ilkesel olarak asla taviz vermezdi.

Deniz Bey’in, Bülent Ecevit’ten, Necmettin Erbakan’a, Süleyman Demirel’e dek burada adını anamadığımız siyasetçilerimiz gibi kendine has çizgisi vardı. CHP gibi önemli bir siyasi partinin genel başkanlığını yapmış, devlet görevlerinde bulunmuş bir isimdi Deniz Baykal.

Halen CHP Antalya Milletvekili de olan Deniz Baykal Ekim 2017’de beyinde pıhtı sonucu ciddi rahatsızlık geçirmişti. Kritik tıbbi müdahaleler sonrası, 2 aya yakın yoğun bakımda kalmış, buradan da, 2017 sonunda ileri fizik tedavi-rehabilitasyon için Münih’e transfer edilmişti.

Mart 2018’de ise geri dönerek önce Ankara’ya hastaneye, ardından da geçen Nisan’da tamamlayıcı tedavi için memleketi Antalya’nın Kepez İlçesi Duacı Köyü’e geçmişti. Bu arada, Meclis’te rahatsızlığı nedeni ile eksik kalan yemin törenini de özel bir oturumla tamamlamıştı.

Deniz Baykal, geçirdiği bu sürecin ardından 2 yıl sonra Halk TV’de yöneticilik yapan arkadaşımız Serhan Asker’e konuk oldu.

Bu siyasi gergin ortamda hepimizin hırstan gözümüzü kin ve akıl tutulması bürüdüğü şu günlerde o kadar ders niteliğinde öyle güzel açıklamalar yaptı ki Deniz Bey, arada kaynadı.

Bakın hepimize ışık tutacak olan o açıklamalarında, bunca yıl yaşadığı tecrübelerinin ardından dikkat etmemiz gerekenler ve hayatta en önemli şeylerin ne olduğu konusunda Sayın Baykal bize neler diyor;

Şu ölümlü dünyada kendine bir sonuç çıkarabilecek herkese hepimize gelsin…

“Ankara’da 30 yıl yaşadım. Her gün sabah 06.30’da arkadaşlarımla buluşup yürüyüşe çıkardık. 7 kilometrelik bir parkurda, spor yapardık. Antalya’da her sabah saatlerce kulaç atarak yüzmek ve düzenli spor yapmak başlıca meşgalem oldu. Sigara, içki yok. Sağlık takıntısıyla yıllarımı geçirdim. Sonra çok ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldım. Pıhtı attı ve kalp, beyin hepsi etkilendi. Şimdi bununla mücadele ediyorum. Bu kadar sağlık takıntısı bir adam olarak, şimdi yürümeyi, oturmayı, kalkmayı yeniden keşfeder gibi bir süreç içindeyim.

NE MEVKİ-MAKAM, NE ŞAN-ŞÖHRET ; HİÇBİRİNİN DEĞERİ YOK

Elbette herkes sağlıklı beslenmelidir. Hiçbir şey ebedi değildir. Her şey bir anda yok oluyor.

Hayatın geçicilik duygusunu içimize yerleştirmemiz lazım.

Ne zenginlik, ne mevki-makam, ne şan-şöhret… Hiçbirinin kalıcılığı, değeri yok.

Yaşarken görüp geçtiklerin o kadar. Bu tecrübeleri yaşayınca insan, bu sorgulamayı yapıyor.

Önemli olan iyi insan olmak ve çevresiyle iyi ilişkiler içerisinde olmak…

Dünyada gerçek güzellik bu.”

Deniz Bey gereken her şeyi anlatmış…Daha ne diyebiliriz ki…

İyi ve mutlu olun… Merak etmeyin bu dünya kimseye kalmıyor. Sonuçta güzel günleriniz yanınıza kar kalıyor.. Hayır öyle değil diyenlere de kalmıyor.

Görüşmek üzere…

Bir yanıt yazın