Dünyada sadece doğrulardan bahseden, gerçekte olan bitenlerden bahseden, her kesimi eleştirmesi gerekirken eleştiren, takdir etmesi gerekirken takdir eden, taraf olmayan hiçbir medya kuruluşu yoktur. Buna spor basını da dahil. Ama tarafsız bir medya kuruluşuyuz diye kendilerinden bahsederler…!
Tabi böyle olunca da her medya grubu hangi taraf ise o tarafa daha iyi çağırtkanlık yapan köşe yazarı ve program sunucularından oluşur. Dikkatinizi çekerim bu çağırtkanlarda kendilerinden bahsederken tarafsızlardır…!
Zaafı olan canlılar kendilerinden güçlü olarak gördüklerine boyun eğerler. Hayvanlarda da öyledir hepimiz bir köpek veya kedi veya başka bir canlı ile birlikte yaşamışızdır veya yaşayanları görmüşüzdür. Onlar eğitimlidir. Eğitirken eğitmenler hayvanın zaafları olduğu konuları kullanarak üzerine baskı kurarak ve hatta canını yakarak istedikleri şekle sokmaktadırlar.
Medya da da çağırtkanlar eğitmendirler. Onları izleyen, dinleyen, okuyan insanları taraf olarak eğitmektedir. Zaman içerisinde çağırtkanların söyledikleri, yazdıkları, öyle işlenir ki derinden derine beyinlerine izledikleri veya okudukları medya grubunu tarafsız görür diğer medya gruplarını taraflı yayın yapmakla suçlarlar. Artık kayıtsız şartsız düşünmeden, eleştirmeden her söylenenin veya yazılanın doğru olduğuna inanırlar. Etraflarındaki insanlara da bunları anlatırlar, onlarında bu düşünceye sahip olmasını isterler, olmazlarsa tartışırlar, küserler ve hatta hatta kavga ederler. Düne kadar akraba olan, komşu olan, arkadaş olan insanlarla aralarına mesafe koyarlar. Bu da bölünmeyi ayrıştırmayı getirir toplumlarda.
Toplumda bunu başaran çağırtkanlar, medya gruplarında, taraf olduğu grupta el üstünde tutulurlar. Bu çağırtkanlar artık hedeflerine ulaşmıştır. İşlerini daha şevkle yapmaya başlarlar…
Hangimiz yapıyoruz bilmiyorum ama bu medya gruplarının veya çağırtkanların geçmişini inceliyoruz mu?
Şu soruları kendimize soralım mı?
3 yıl 5 yıl 10 yıl geriye gittiğimizde veya medya grubuna girdiği andan itibaren önce yazdığı yazılara veya yaptığı programlara bakıyoruz mu?
O zamanlarda ne söylemişler ne yazmışlar?
Şimdi ne söylüyorlar ne yazıyorlar?
Neden değişmişler?
İşte bu değişenler çağırtkan oluyorlar. Program sunucusu veya yazar değil…
Bukelamun gibi sürekli güçlü olanın yanında olanlar, güç değiştiğinde onlarda taraf değişir.
Çok yakında medyadaki bu çağırtkanları izlemeye başlayacağız…
Güçlü olacağını düşündüğü tarafa göz kırpmaya, övgüler dizmeğe, methiyeler yazmaya başlayacaklarını göreceğiz.
Hatta ve hatta çağırtkanlar bir birlerini suçlamaya başlayacaklar. Çeşitli şekillerde itham etmeye başlayacaklarını göreceğiz.
Yani çağırtkanlar savaşı pek yakında başlayacaktır.
Köşe yazılarına taşınacak, programlar yapılacak bizlere de haber niyetine, bilgi niyetine bunları verecekler okuyacağız veya dinleyeceğiz. Aylarca bizlerde bunlarla ilgileneceğiz yorum yapacağız. Hak vereceğiz veya eleştireceğiz. Bunlarla meşgul olacağız.
Bizler bunlarla meşgul olurken ülkemizin neler kaybettiğini göremeyeceğiz. Bulunduğumuz bölge, etrafımız yangın yeriyken ve bu yangının her an bize de sıçrayacağını aklımıza bile getirmeyeceğiz.
Gerçek gündem ile dünyadaki gündem ile değil çağırtkanların savaşları ile geçireceğiz…