Çok değil daha 3 ay önce Bağdat yönetimi ile neredeyse savaşın eşiğine gelmiştik.

Musul yakınlarındaki Başika kampının derhal terk edilmesini tehditkarca, hem de devletin en üst seviyesinde seslendirerek isteyen Bağdat’a, Ankara aynı sertlik ve seviyede red yanıtı vermişti. İpler neredeyse kopma noktasına gelmişti.

Ama bundan kısa süre önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Irak Başbakanı İbadi ile telefonda görüştü. Ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın Bağdat ve Erbil ziyareti geldi.

Hep söylediğimiz gibi bu bölgede dış siyasette her gün kartlar yeniden dağıtıldığı için bu meselede de dengeler bir anda 180 derece değişti.

Başbakan Bağdat’ın ardından bir de Kuzey’e geçti. DAEŞ’e karşı savaşan peşmerge mevzilerini bile ziyaret etti. Beraberindeki 3 önemli bakanı Türkiye ile Irak’ı daha 3 ay önce savaşın eşiğine getiren Musul yakınlarında Türk askerlerinin bulunduğu Başika kampına gönderdi. Ziyarette Türkmenlerle de buluştu. Onlara Türkiye’nin bu zorlu topraklarda yanlarında olduğu güvencesini verdi.

Şimdi kısaca Başbakan’ın gezisi sonrası söylediklerine bakalım; ardından da bunların ne anlama geldiğini değerlendirelim.

İşte Başbakan’ın mesajları:

SİNCAR MESELESİ: Terör örgütü PKK’nın Sincar’da konuşlanması Türkiye’nin milli güvenlik meselesidir. Ya Irak Peşmerge güçleri buradan PKK’lıları çıkaracak ya da Türkiye gereğini yapacak. Bu konudaki duruşumuz nettir.

BAŞİKA KAMPI: PKK başta DEAŞ, FETÖ terör örgütlerine karşı ortak mücadelede prensipte anlaştık. Irak’ın toprak bütünlüğü, egemenliğinin korunması onlar kadar bizim de hassasiyetimizdir. Başika’daki varlığımız özellikle DEAŞ’ın Musul’dan çıkarılmasına yönelik mücadelesine başlıca destek amacı taşımaktadır. Bu göreve devam edecek, şartlar ne zaman müsait olursa o zaman konuşulacak ve dostane bir şekilde sorun halledilmiş olacaktır.

NE ANLAMA GELİYOR?

Aslında Irak ile, daha doğrusu, Bağdat yönetimi ile yeni dönem başladı. Hem de önümüzdeki dönemde çok ilginç gelişmeleri de beraberinde getirerek.

Nasıl mı?

1- Bu işe en çok kim sevindi? Tabii ki ABD. Zaten Ankara ile Bağdat’ın arasının bulunmasında Washington’ın girişimleri başkentte kulislerde konuşuluyor. Şimdi ABD’nin en büyük isteklerinden biri PYD ile Ankara’nın arasını yapmak. Hatta bazıları PKK terörü de böylece biter diye Türkiye’nin iknaya çalışıldığını bile iddia ediyor. Ancak şu anki durumda Türkiye’nin buna yanaşacağı düşünülmüyor.

2- Sincar’dan PKK’nın çekilmesi beklense de Türkiye bu konuda süre verdi. Olmazsa Irak topraklarında geniş kapsamlı harekat masada. Peşmergelerin Kandil eksenine dek uzanan bir coğrafyada, PKK terör örgütüne karşı daha aktif olacağı bir dönem de başlayacak. Türkiye bu konuda askeri istihbari teknik destek de sağlayacak. Eğitimler verecek.

3- Türkmenler konusunda Türkiye hem Bağdat’tan hem de Barzaniler’den destek anlamında daha net güvenceler aldı.

4- Türkiye’nin halen 790 askerinin bulunduğu Başika kampı dahil aslında Kuzey Irak’ta 6 kampı var. Bir süre sonra Dohuk ve Telafer olmak (üzerinde anlaşılabilirse) sayı 2 artıp 8’e çıkabilir. Türkiye buraları hem PKK’ya hem de DAEŞ’e karşı kullanacak.

5-ABD’nin desteği ile Musul’un Irak ordusu marifetiyle DAEŞ’ten temizlenmesi bahara kalmıştı. Türkiye’nin bu süreçte aktif olmak istediği biliniyor. Bağdat yönetimi ile ilişkilerin düzelmesi ile Musul harekatında TSK birliklerini bu nedenle önümüzdeki dönemde görmek sürpriz olmaz. Bu da, yurtdışında yakında şehir savaşının şiddetlenmesinin beklendiği El Bab’tan sonra 2. cephenin açılması anlamına geliyor.

Bakalım gelecek günler neler getirecek…

Ne olursa olsun güzel günlerde görüşmek üzere…

Bir yanıt yazın