Zor günlerden, kritik dönemlerden geçiyoruz. Her yaşadığımız gün ve gelişme bize bu bölgede ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini, ne kadar akıllı oynamamız gerektiğini gösteriyor.

Özellikle son birkaç yıldır dikkat ediyorum ; Türk Savunma Sanayi’nde önemli gelişmeler oluyor. Bunu bazıları hemen siyasi etkileşim yorumlarına çekiyor. Gerek yok bu saplantılara. Artık iyiye iyi kötüye kötü demeyi öğrenelim. Kim olursa olsun.

Savunma sanayimiz için de durum böyle. Savunma sanayinde bir ülkenin savunma altyapısının yerli ve milli olması ve bunun dış bağımlılığın azaltılması o ülkenin dış politikadan genel strateji belirlemesine kadar bir çok noktada geleceğine etki ediyor.

SADECE BU DEĞİL

Savunma sanayi demek sadece tank, top, tüfek yapmak, uçaklar, gemiler üretmek değildir. Bu konu bir tohum temininden, ilaç üretimine dek bir çok başlığı kapsar. Yurtdışına ne kadar bağımlı olursanız kırılganlığınız da o kadar artar. O nedenle yerli ve milli konsept oldukça hayatidir.

Bu hafta, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 46. yıldönümüydü. Tüm şehit ve gazilerimizin önünde sonsuz saygı ve minnetle eğiliyoruz. Şehitlerimize rahmet diliyoruz.

ADA’NIN ÖNEMİ

Kıbrıs Barış Harekatı, Ada’daki soydaşlarımızın geleceğini kurtarmakla kalmayıp bu bölgede planları olan bir çok ülkenin de önünü kesmişti. Bağımsız bir devletin temellerini atmıştı.

İşte o günlerde yaşanan bu sürecin ardından başta Amerika olmak üzere batı dünyası Türkiye’ye yönelik ciddi silah ambargoları uygulamıştı. Zor günler yaşanmıştı

Kıbrıs Barış Harekatı’nın ne kadar zorluklarla ve hatta telsizler dahil zor temin edilen yabancı askeri cihazlarla yapıldığını o günleri yaşayanlar, okuyanlar çok iyi bilecektir.

İşte o noktadan bugün gelinen noktaya bakıldığında, Türkiye’nin devlet ve özel sektörü ile pırıl pırıl mühendislerinin, uzmanlarının yaratıcı aklının savunma sanayini dışa bağımlılığa azaltma noktasında nereye getirdiğini ve neleri başardığını özellikle bugün hatırlatmak istedim.

Bu nedenle, Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) yetkilileriyle konuştuk. Ayrıca, her proje ile bizzat ilgilenen SSB Başkanı İsmail Demir de bu konuda önemli açıklamalar yaptı.

Bu süreçte bakalım nereden nereye gelmişiz, hep birlikte bakalım. İşte madde madde Savunma Sanayinde gelinen son durum;

Kıbrıs Barış Harekatındaki ambargolar savunma sanayinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Aselsan, Havelsan, Tusaş’ın kurulması ve Turgut Özal zamanında kurulan Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile yerli ve milli savunma sanayiine ağırlık verildi. Sonrasında kademe kademe tırmanarak ilerledi. Son 15-20 yılda müthiş bir grafik sergiledi.

Bugün savunma sanayimiz Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleriyle, devlet ve özel sektörü ile ihracatıyla ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline geldi.

UZUN İNCE BİR YOL

2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 700’ü geçti.

Sadece son 5 yılda yaklaşık 350 yeni proje başlatıldı.

2002 yılında yaklaşık 5,5 Milyar Dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken geldiğimiz noktada yaklaşık 11 katlık bir artış ile 60 Milyar Dolarlık proje hacmine ulaşıldı.

İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında 75 Milyar Doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşılacak.

Aynı yıllarda savunma sanayiinde faaliyet gösteren firma sayımız 56 iken bugün bu rakam 1500’e yaklaştı.

18 yıl önce 1 milyar dolar olan ciro rakamı, 2019 yılında yaklaşık 11 kat artışla 10.8 milyar dolara yükseldi.

2002’de yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2019 yılı itibariyle 3 milyar doları geçti.

Neredeyse yok düzeyinde olan Ar-Ge harcaması 2019 yılında 1.5 milyar doları geçti.

Bugün dünyanın en büyük savunma şirketleri listesinde 5 firmamız bulunuyor.

ASELSAN’A TEŞEKKÜRLER

Milli kuruluşumuz ASELSAN tarafından güvenlik güçlerimizin haberleşme sistemleri geliştiriliyor.

Kara, deniz ve hava unsurlarının taktik ve stratejik haberleşme ihtiyaçları milli olarak geliştirilen yazılım tabanlı telsizlerle karşılanıyor.

Günümüz modern savaş alanlarında ihtiyaç duyulan yüksek çözünürlüklü görüntü ve videoları aktarabiliyor.

Yüksek seviye elektronik harp koruma tedbirlerine sahip ve milli kriptolu. Telsizler yurt dışına da ihraç edilmeye başlandı. Kıbrıs Barış Harekâtında yabancı ülkelerin telsizini kullanmak zorunda kalan Türkiye, bugün geliştirdiği Yazılım Tabanlı Telsizleri ile kara, hava ve deniz platformlarının tamamında kendi milli ve özgün haberleşme sistemlerini tasarlayan, geliştiren ve üreten dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alıyor.

Gerçekten onur verici. Bu milletin istediğinde neler yaptığına dair en güzel örnek.

Güzel günler sizlerle ve ülkemizle olsun..

YAZININ ORİJİNAL METNİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ…

Bir yanıt yazın