Savunma muhabirliği yaptığım dönemde, Isparta Eğirdir’deki Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi’ne 2007 yılı Temmuz ayının başında düzenlenen basın turuna katılmıştım. Orada komutanlarla konuşma ve o dönem yoğun olan terörle mücadele ile ilgili bilgiler edinme imkanı bulmuştum. Hepimizin merak ettiği konulardan biri, o dönem terör örgütü PKK’ya adeta kalkan olan ABD’ye bakış açısıydı. O sırada sonradan emekli olan ve halen irtibatlı olduğum bir Albay ile tanışmıştım. O Albay ile sohbetimizde çok ilginç bir tespit yapmıştı: “Amerikalılar için sorun bundan sonra başlayacak.”
“Nasıl” diye açmasını istemiştim. Anlatmaya başladı.
“Türk ordusunun 2010’lu yıllardan itibaren komuta kademesini bizzat terörle mücadele etmiş komutanlar oluşturacak. Yani 1980’li yıllardan itibaren terörün kaynağını bilen komutanlar.”
“Ne fark olacak? Sonuçta diğerleri de bilmiyorlar mı?”
“Elbette bilenler var. Ancak çoğunluğu, Kıvrıkoğlu Paşa gibi bazı komutanlar hariç, NATO’ya iman etmiş, bu güce inanan komutanlar. Önümüzdeki dönemde çoğunluk ABD’nin, NATO’nun gerçek yüzünü bilen komutanlardan oluşacak.”
Söyledikleri çok önemliydi.
Tarihi tekrar hatırlatıyorum: Temmuz 2007.
Henüz 12 Haziran 2007’deki Ümraniye’deki gecekonduya operasyonun üzerinden bir ay bile geçmemişti.
Yine eski Binbaşı Fikret Emek’in annesine ait Eskişehir’deki evde 26 Haziran 2007’de yapılan aramanın üzerinden sayılı gün geçmişti.
Arada gözaltılar, tutuklamalar oldu. Sonra büyük dalgalar başladı.
Ergenekon kumpası başladığında Rusya’da yapılan yayınları çok iyi hatırlıyorum. “NATO, Türkiye’nin kutup değiştirmesine müdahale etti” diye tanımlamışlardı kumpas operasyonlarını. Haklılık payı çoktu. Türkiye, terör saldırılarında çok sayıda canını kaybederken, terör örgütüne tepkiler, arkasındaki güç ABD’ye de yönelmişti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2007 yılının ilk yarısında sitesinde yayınlanan iki haber bile bunun göstergesiydi. Bunlar;
– 15 Şubat 2007: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 43. Münih Güvenlik Konferansında 10 Şubat 2007’de yaptığı ve ABD ve NATO’yu çok sert eleştiren konuşmasının tam metni Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlandı.
– 27 Mayıs 2007: Genelkurmay Başkanlığı, iki ABD F-16’sının 24 Mayıs 2007 tarihinde Türk hava sahasını 4 dakika süreyle ihlal ettiğini duyurdu.
İki NATO müttefikinin aktardığımız gibi cephe cepheye geldiği bir dönemde başlayan kumpas, aslında Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bir darbe girişimini gösteriyordu. FETÖ’cüler için bas bas bağıran ve “müttefiklerimiz tutuklanıyor” diye feveran eden ABD’li komutanların o dönem kumpaslarda tutuklanan komutanlarla ilgili tek bir çıkışının olmaması bunu gösteriyordu.
Bir parantez, kumpaslar sürecinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı özel olarak seçilerek hedefe oturtulmuş, çok sayıda komutan tutuklanmış ve yerlerine FETÖ militanları doldurulmuştu. Bu FETÖ militanları Doğu Akdeniz’de ABD’nin ve NATO’nun istediği her adımı atmıştı.
Özetle bu kumpaslar yapılmasa, bugünlerde yapılan milli savunma sanayii hamleleri belki de o dönemden itibaren gerçekleştirilecekti. Çünkü hedef alınan komutanlar arasında milli projelerde görev alan komutanlar da yer alıyordu. Örneğin MİLGEM projesinin mimarlarından eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek. FETÖ militanları ve onların arkasındaki yönlendiriciler, ülkemize yılları, kumpaslar sürecinde hastalanıp veya gururuna yediremeyip intihar ederek hayatlarını kaybedenler üzerinden de ailelerine canları kaybettirdiler.
Ülkemize, milletimize, kumpaslarda hedef alınan insanlarımıza büyük geçmiş olsun…