13 Kasım, yaşanacak gelişmelere bağlı olarak Türk Amerikan ilişkileri açısından herhalde önümüzdeki dönemde en kritik tarihlerden biri olacak.
Hayati ulusal güvenlik gerekçeleri ve PYD-PKK terörünün sınırların ötesine itilmesi amaçlı Barış Pınarı Harekatı sonrası garip şeyler oluyor.
Öyle garip şeyler ki; milli birlik ve beraberliğin olmamasının bize çok pahalıya mal olacağı günler.
ABD ve Rusya ile 5’er gün ara ile imzalanan mutabakatlarla ilgili süreç devam ederken Washington’da tatsız, sinsi ve eğer hala kaldıysa müttefiklik ilişkilerine yakışmayacak bir oyun oynanıyor. Hem de çok bel altı.
29 EKİM TESADÜFÜ!!!
Malumunuz; tam da ülkemizde Cumhuriyet Bayramı’nın kutladığımız 29 Ekim gününe denk gelecek şekilde ABD’de 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nde Barış Pınarı harekatı yaptırımı ve sözde Ermeni soykırımı tanınması başlıklı iki ayrı tasarı ardarda 400’ün üzerinde oyla onaylanarak geçti.
Hem de ezici bir çoğunluk, sıkı bir organizasyon ve süratle.
Onaylar çok ciddi bir sandalye sayısı içeriyor. Bu sonrasında onay için gelecek Amerikan Senatosu’nda da aynen geçeceğine yönelik sıkıntılı bir beklenti yaratıyor.
SENATO’DA DA OLABİLİR
Eğer 100 sandalyeli senatoda 2/3 çoğunluk olursa ABD Başkanı Donald Trump’ın bile onayına gerek olmadan tasarılar yasalaşacak. Malum Ankara bu gelişmelere her seviyede en sert tepki gösterdi.
PEKİ ASIL MESELE NE?
Burada asıl sıkıntının ve perde arkasındaki gerilim yaratma amacının ne olduğuna gelelim.
ASIL PLANLANAN
Ve açıkça söyleyelim;
Amerikan müesses nizamı böylece hem içten içe yıpratmak istediği ve Türkiye ile göreceli olarak nispeten daha iyi ilişkileri olan ABD Başkanı Trump’ı köşeye sıkıştıracak.
Ayrıca Türkiye’nin de sinirlerini yıpratarak hem kendi iç kamuoyuna jest yapacak; aynı zamanda da PYD-PKK terör eksenine de, ‘ Bakın size çekilin diyorum ama Türkiye’ye de neler yapıyorum’ mesajı verecek.
NİHAİ HEDEF
Ancak asıl hedefte ise, 13 Kasım’da ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’da planlı o çok kritik görüşmesini baltalamak var.
Türkiye’ye yönelik tasarıda Erdoğan ile ilgili maddenin de yer alması aslında bu konuda görüşme iptali ihtimali endişelerini de arttırıyor.
SORU İŞARETLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye bu tasarıların ardından gidip gitmeyeceği yönündeki soruya net olmadığını söyleyip, ‘Bazı soru işaretleri var’ şeklinde verdiği yanıt da bu endişelerin içini dolduruyor.
Çünkü bu kritik dönemde; Cumhurbaşkanı Erdoğan Washington’a gitse dert; gitmese dert.
Şu anda kesin şu ya da bu olur demek zor. Çünkü bu diplomasi. Dengeler her an yeni gelişmeleri beraberinde getirebilir.
Ama Kasım’da önümüzdeki görüşmeye dek olan 12 günü gergin geçireceğimiz ortada. Sonuçları ekonomi ve kurlar dahil olumsuz yansımaları beraberinde getirebilir. Ne olursa olsun milli duruşumuzu bozmamamız en önemlisi.
Bu açıdan şu söylenebilir; Görüşme önemli ama olmayabilir de. Herşey ABD’deki Senato ve siyasi kadronun tavrına bağlı. Bu süreçte yaşanacaklara bağlı.
Ciddi aleyhte lobilerin maalesef çok iyi çalıştığı gerçeği de ortada. Özellikle ABD Kongresi’ndeki bu oylama rakamlarına bakınca.
Gergin 12 gün bizi bekliyor. Ne olursa olsun Türkiye’nin lehine olsun…