ULAŞTIRMA Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, 2018’de “Türkiye Kart” projesine geçileceğini açıkladı. Gazetelerdeki habere göre, Bakan Arslan, PTT’nin 4 bin 600 noktası üzerinden bu kartın alınabileceğini belirterek, “Kredi kartıyla gibi olacak. Otobüsünden, metrosuna her yerde geçecek. Milli parklarda, müzelerde, uçaklarda her yerde geçecek” dedi.

Gerçekten hayatı kolaylaştıracak. Bakan Arslan aynı zamanda bakanlığın da eski tecrübeli bir bürokratı olduğundan bu konularda önemli projeler geliştiriyor. Ama aylardır sürekli gündeme getirdiğimiz o konuya dair de Sayın Bakan’dan bir adım beklerdik….

Yani “onların” da hayatının kolaylaştırılmasını. Bu satırları takip edenler hatırlar; Şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz için başta havaalanları toplu taşım olan yerlerde CIP benzeri salonlar açılması gündeme gelmişti. Tıpkı yurt dışında örneklerini gördüğümüz gibi. Bu ülkede her iyi şeyi sonuna dek hakeden fedakar evlatları için küçücük ama çok anlamlı bir adım olan bu salonlar.

Destek verenlere binlerce teşekkür. Ama maalesef, kendileri hayatlarında acı yaşamadıklarından, empati nedir bilmediklerinden ya da bu büyük insanların, şehit ailelerinin, gazilerin gözünden kalbinden dünyaya bakamadıklarından bize kalkıp, “Ne var kardeşim devlet onlara tazminat vermiyor mu?” diyenler bile çıktı.

Mesele ne biliyor musunuz? Dünyada şehidine gazisine en çok sahip çıkan iddiasında olup da bazen lafta kalmak. Asıl ağırına giden insanın bu! Bana bir gazimizin bu yazıların ardından dediğini hiç unutamıyorum; “Lütfen söyleyin kamuoyunda bizim gözümüzün içine baksınlar. Çok fena oluyorum diyerek kafalarını başka yere çevirmesinler. Bize asıl bu üzer. Biz eksikli değiliz. Bu vatan için vücudumuzdaki eksikliğimiz bizim şeref madalyamızdır.”

Yurt dışında duyduğum o anonsu hatırlatmakta fayda var:

“Sayın Güvenlik mensupları, gazilerimiz ve aileleri; ülkemiz için fedakarlıklarınızın bir karşılığı olamaz. Ancak eğer küçük bir jest olarak kabul ederseniz, Havaalanımızda sizlerin kalabalıktan etkilenmemesi, bilet kuyruklarında çok beklememesi için size özel salonumuz vardır. Salonda ücretsiz yiyecek içecek servisi ile kablosuz internet hizmeti de bulunmakta. Kimlik kartlarınızla salonumuzu kullanabilirsiniz.”

Öyle klasik basın söylemi ile “Buradan soruyoruz…” ile falan da değil, sadece vicdan adına Ulaştırma Bakanlığı’na ya da Ulaştırma Bakanımıza bir kez daha rica ediyoruz.

Ha tabii ki; bakanlığın içinde bazı bürokratlar gibi ‘ya şimdi ne alakası var’da diyebilirsiniz. Ama biz sanmıyoruz. Bunu diyenler zaten şehit ve gazilerimizin zaten vebali altında ezilecektir.

Güzel olur. Herkes mutlu olur. Herkes destek verir.

Eğer bakanlık olarak siz bulamazsanız bizler de okuyucularımız da sponsor bulur.

Adına da ‘Milli Salon’ denir.

Milletinin evlatları için…

Bir yanıt yazın