Bazen bir şeylerin en güzel izahı iki kelimeliktir; şerefsizsiniz…!

Onursuzsunuz…!

Ülke tarımının her ne ise ağır küfürler yazmamak için kendimi zor tutuyorum…!

Tek kelimelik adamsınız…! Şerefsizsiniz…!

Mevzu para pul mevzusu değil mevzu çiftçiyi üreteni kuruş etmez yüreksiz piç, şerefsiz namussuz adı tüccar geçen soygunculara kader kölesi yaptınız ya, sizin kim belanızı verse de yeterli hınç olmaz…!

Bir de her şeye kader kuder yazgı deyip sineye çeken gönüllü inanç köleleri yok mu. Yüreklerinizdeki o öğretilmiş kör bellekler olmasa dünyayı karşıma alırım…

Bezirganların saltanatlarının devamı için öğretilmiş cennet beklentileriniz yüzünden gerçekliklerimiz telef olup gidiyor ya…!

Neye yanacağımı bilmiyorum. 5 yıldır üretim yaparım, toprak derim, aracı olmam alıp satmam namuslu olandan yana üretenden yanayım derim ya, olmuyor yahu olmuyor ne benden önce olmuş ne benden sonra…

İnsanların hak, hukuk, adalet, emek  diye baş kaldırıp bu uğurda can vermelerinin onurlu şerefli yanında tarih yazmasını şimdi daha iyi anlıyorum…

Tarım sektörü öyle bir kepaze haldeki şansın varsa ağasın beysin yoksa rezilsin rüsvasın … Üretim vesaire hikaye bildiğin rulet…! Ha gazinoda çevirmişsin ha toprakta hiç farkı kalmadı.

Sevgili devletim ne düşünür ne amaçlar bilmem ama iyi bildiğim bir şey var ata toprağımda hakim tarımsal üretim olan meyvecilikle bölgenin maskarası olmaktan zerre adım alamıyoruz…

Tarımsal üretimdeki her yardımcı ünite; ilaç, gübre, ekipman vs… ne varsa tarımsal üretim ürün satan ağa, bey. Paşalar gibi sefa sürer her daim aşını ekmeğini yer, ağalar beyler gibi yaşar. Eşi dostu çolu çocuğu ömrüne ömür katar, maşallah dünya nimetlerinden her kıymette faydalanır ama üretici bizler ya ilahi afet denen ne melanetse adı her türlü olumsuzluktan her daim etkilenir. Tarsim denen şeytan kıçını yırtar kuruş vermemek için. Elde kalan ürünü alırken de bedava almak için adı alıcı olan ruhsuz şeref yoksunu onursuzlar ki adını bile koymaya tenezzül etmediğim kan emici asalaklar her türlü numarayı çevirirler…

Bir de çok üzülmüş gibi rolünü oynayan kan emici pislikler vardır karınlarını doyurmalarına vesile olan tarım emekçilerinin aczi yetine… Hayır bu kişiliksiz işi gücü kuruş kar peşinde olan bezirganlar karınlarını doyuran bu tarım emekçileri için zerre bir şey yapmaktan öte. Ne kadar çok kar sağlayıp zenginliğimizi artırırız gibi insan müsveddesi tavırlarından da adım geri kalmazlar…

İhracat ürünü yetiştiriyoruz… En büyük düşmanımız zaten doğa… Zaten canımızı okuyor. Giderler malum ne varsa sektörde bu işten ekmek yiyen maşallah her konforu sağlayacak geliri edinmelerinde şartlar lehinde…

Üretime geliyor sıra ki onca şanssızlık ve onca olumsuz şartlar sonrası ürünün %70 ini hasat edebilecek olmanın keyfindeyken öyle bir fiyat ceyran ediyor ki bedava dense yeri ama her seferinde mi böyle olur?

Oluyor…

Peki neden hala üretime devam…! Çünkü bölge insanın yapabileceği başka bir şey yok ki! Halkın beyni onca şeyle yıkanmışken hiç mi öğretilmez; hak, adalet, emek, direniş…

Tabii ki öğretilmez…!

Çünkü devlet itaat eden köleleri sever… Okumuşlarımız da neden öğretsin ki tarım emekçilerini sömürüp onlardan aldıklarıyla yaşam kalitelerini artırıp sefa sürmek varken neden halkı aydınlatıp onlara ön ayak olsunlar ki…!

Ne güzel kader kısmetle ömür sürüp her şeyi nasiple örtüştüren her türlü olumsuzluğa rağmen kendileri dışında herkesi i besleyip bir biçimde ülkeye fayda sağlayıp kendilerini hiçleyen düzenin prangasız köleleri sayesinde sefa sürmek ve halksal sınıflarda prestijli yerlerini neden ikincillesinler ki…!

Bu ülkenin cefakar tarım emekçileri suç sizin değil asıl suç sayenizde ekmek yiyip karnını doyurup sefa süren işine böyle gelmesinden ötürü bu onursuzluğa şerefsizliğe sessiz kalan düzen yardakçılarınındır…!

Bir yanıt yazın