16 NİSAN referandumunun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk beklenen adımını attı ve kurucusu olduğu partisine resmen tekrar katıldı.

Törende en dikkat çeken noktalardan birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün dev ekranlara yansıtılan fotoğrafları önünde yapması oldu.

Bununla birlikte not ettiğimiz bir diğer nokta da Cumhurbaşkanı’nın üyelik katılımını bizzat parti genel merkezinde yapmasıydı.

Bu durum bundan sonra Erdoğan’ın partiyi ne kadar işin kalbinde tutacağının göstergesi olacaktır.

Tüm değişiklikler, yenileştirici aşılar, yeni siyasi planlamalar önce burada yapılacak.

Güvendiği ekipler burada inşa edilecek. Partinin fiziki değil, kafasındaki manevi siyaset okulunu başarı ile bitirdiğine inandıklarını bakan ya da üst düzey atama anlamında milletin hizmetine buradan yönlendirecek.

Bu aralar en popüler iki soru; kabine revizyonu olup olmayacağı ve AK Parti’de yönetimin nasıl şekilleneceği…

TAŞIYICI KABİNE

Cumhurbaşkanı’nın kuvvetle muhtemel 21 Mayıs’taki kongreden sonra ya da öncesinde bu iki konuda da adım atacağı kesin.

Zaten bu, iç ve dış kamuoyunun beklediği 2019’a dek seçim olup olmayacağı belirsizliklerinin önünü de kesecektir.

Böylece 2019’a başkanlık deneme kabinesi bir taşıyıcı olarak görev yapacaktır. Ama bu taşıyıcılık 2019’a dek çok hassas bir rotayı da çizecektir. Bu kez hataların telafi süresi çok kalmayacaktır. Hatta bu nedenle bu süreçte kabinede ek kan değişimleri de olabilecektir.

Bu kabinenin başarısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019’daki başkanlık seçimindeki başarı skalasını da belirleyeceği için Erdoğan açısından büyük ama çok büyük önem taşıyor.

Referandum sonrası ortaya çıkan tablo yıllarca parlamenter sistemde aldığı oylarla rahatça iktidara gelen AK Parti’nin, başkanlık sisteminde yelpazesini daha da genişletmesi gerekliliğini gösterdi.

Bu nedenle, bence iki yeni açıdan bakmamız lazım… İlk olarak; kabinede kimlerin gideceği ve asıl; kimlerin kalacağı. Bu bize izlenecek politikalar ve bakış açıları hakkında fikir verecektir.

Ve de, değişen bakanların neden değişeceği konusu… Hüseyin Kaya’nın dediği gibi, bazen öyle bir kararla karşılaşırsınız ki; tek bakan için alınan kararın etkisi 5 bakandan fazla olabilir. Bunlar nasıl olacak göreceğiz.

Siyaset millete vatana hizmet sanatıdır. Halkın birliği ve bütünlüğü ile ülkenin yüksek menfaatleri için yılmadan çalışmaktır.

Bu yolda vatan için millet için hangi partiden kim yola çıkarsa çıksın herkesin yolu açık olsun..

Yeter ki güzel günler ülkemizin olsun…

Bir yanıt yazın