Pek çok problemin aslında küçük diye önemsenmeyen detaylardan çıktığını farkettiniz mi? Dev yangınlar ufacık bir kıvılcımdan, seller minicik yağmur damlalarından, depremde yıkılan binalar çimentoya atılan kalitesiz bir kumdan, salgınlar ufacık virüsten, kazalar ufacık diye önemsenmemiş ihmallerden kaynaklanır genelde. Peki küçük detayların nasıl böyle büyük etkileri oluyor? Cevabını bulmak için bu hafta sizlerle ünlü Yunan fabl yazarı Ezop’un Sivrisinek ve Aslan adlı masalını paylaşacağım değerli okurlar.

Bir zamanlar sivrisinek, bir aslanın etrafında uçuşup vızıldamaya başlamış. Sesten rahatsız olan aslan, “Çekil git yoluna, yoksa seni pişman ederim” demiş. Ancak sivrisinek hiç istifini bozmayıp “Kral oldun diye kendini bir şey mi sanıyorsun? Kim kimi pişman edecek göreceğiz” demiş. Ardından başlamış aslanın üzerine konup her tarafını sokmaya. Aslan sivrisineğin her konduğu yere pençe atmış ama, bir türlü isabet ettiremediği gibi kendi bedeni kanlar içinde kalmış. Öfke ve acılar içinde kükreyip pes etmiş. Sivrisinek ise “Ormanların kralını bile nasıl da mağlup ettim” diye gururla uçuşurken bir örümcek ağına takılıp yem olmuş.

Sanırım bu masal bizlere aradığımız sorunun cevabını veriyor. Kendim de ne zaman insanların küçümsediği bir şeyden muzdarip olsam, bu masal aklıma geliyor. “Büyütmesen belki söz konusu bile olmayacak” dedikleri kişiler için, bu masaldan da esinlenerek “Sivrisinek de ufacık hayvan ama insanı sabaha kadar uyutmayabiliyor” diyorum. Hak veriyorlar. Öyle ya, bu ufacık sineği kovacak ilaçlar üretmek için laboratuvarlar kurulmuş.

Aynı örnek, gözle görülmeyecek kadar küçük olup insanları öldüren mikroplar için de verilebilir. Kısacası derdin de düşmanın da küçüğü olmaz değerli okurlar. Hiç kimse ne kendi sorununu küçümseyecek kadar güçlü, ne de başkasının sorununu küçümseyecek kadar dertli değildir. Hele ki kendinden emin sözlere dikkat etmek gerekir. Ne demiş Mevlana? “Allah insanı iddiasından vurur”. Sineklerin gücünü de bir kez daha hatırlatarak sizlere veda edelim.

Sonraki yazımızda görüşmek üzere değerli okurlarımız, hoşçakalın…

Bir yanıt yazın