Türkiye Çarşamba gününden bu yana Fırat’ın doğusu konusunda ABD ile varılan uzlaşıyı konuşuyor. Kamuoyundaki ilk tepkiler, ABD’nin yine oyalama taktiği izlediği yönünde. Geçmiş deneyimlere bakıldığında, bu tepkiler haksız sayılmaz.

Uzlaşının içeriği ile ilgili henüz kamuoyuna bir bilgi yansımadı. Sadece Milli Savunma Bakanlığı’nın üç maddelik açıklaması söz konusu. Bu açıklama, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından da İngilizce’ye bire bir çevrilerek yayımlandı. Bu üç maddede;

– Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirlerin bir an önce uygulanması,

– Bu çerçevede, Güvenli Bölge tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekât Merkezinin en kısa zamanda kurulması,

– Müteakiben, Güvenli Bölgenin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması konularında mutabık kalındığı vurgusu yapıldı.

Elbette mutabık kalınan konularda bilgilendirme yapılmadıkça merak edilen sorular gündemden düşmeyecek. Örneğin;

– Örneğin Türkiye’nin M-4 Karayolunu sınır kabul ettiği yaklaşık 32 km’lik teklifi kabul edildi mi? Kabul edilmediyse “ilk aşamada” bir sınır belirlendi mi?

– Bir bölge belirlendiyse bu bölgede yerleşim yerlerini kapsayacak mı? Çünkü Ayn el Arap, Tel Abyad, Resulayn, Kamışlı gibi şehir merkezleri terör örgütü militanlarının bulunduğu yerlerden biri. Türkiye ile ABD bir bölge üzerinde anlaşmış ise bu merkezlerin bölge içinde kalması, Türkiye’nin güvenlik endişelerini artırır. Özellikle de Türkiye’nin sınır hattında hiçbir terörist kalmaması yönündeki politikası düşünülecek olursa. 

– Terör örgütüne verilen ağır silahların toplanması ile ilgili bir uzlaşma çıktı mı?

– ABD’nin sözünü tutmadığı Münbiç ile ilgili bir uzlaşı var mı? 

– Açıklamada belirtilen Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ilk aşamada alınacak tedbirler neler? Bunlar terör örgütünün ağır silahlarının toplanması, Münbiç’teki varlığının sona ermesi mi?

– Açıklamada yer alan Suriyelilerin geri dönüşü konusunda ne tür bir mutabakat var?

Bu uzlaşının ABD Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı ve bölgede ciddi sıkıntıların olduğunun vurgulandığı raporun hemen arkasından yapılması da dikkat çekici.

Ayrıca merak edilen bir konu da, açıklamada belirtilen Müşterek Harekât Merkezi’nin ne zaman ve nerede kurulacağı? Bu konuda emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, “Merkez büyük ihtimal İncirlik olacak” diyor. Ancak Beyazıt Karataş’ın vurguladığı önemli bir konu var: “Amerikalılar Joint kelimesini kullanmayı sever. Joint Operations Center olarak geçiyor. Yani Müşterek Harekat Merkezi. Ancak kurulacak merkez çok büyük ihtimalle harekat değil, koordinasyon merkezi işlevi görecek.”

– Peki ne yapacak bu merkezdekiler?

Karataş şöyle yanıtladı:

– İncirlik’te zaten IŞİD’le mücadele için harekat merkezi var. Yani aynı merkez var. Bu koordinasyon merkezi olur. Burada bölgede karşılıklı çatışmayı önlemek için karşılıklı bilgilendirmeler yapılacaktır.

– Amerikalılarla çatışma mı?

– Amerikalılarla veya terör örgütüyle. 

– Neden İncirlik’te kurulur peki?

– Aktarmıştım, orada IŞİD’le Mücadele Müşterek Harekat Merkezi var. Bu nedenle bu durum, olan bir harekat merkezinin yeniden dillendirilmesi. Ayrıca lojistik ve altyapı bakımından en uygun yer İncirlik Üssü. Orada zaten bizim ve Amerikalıların ayrı ayrı harekat merkezleri var. Bu merkezin komutanı olmaz. Plan subayları görev alacaktır. Komutayı üsteki komutanlar üstlenir.

– Mutabakatı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kadar yığınak yapıldıktan sonra, Türkiye’nin geri adım attığını söyleyebilir miyiz?

– Toplantının içinin çok dolu olduğunu söylemek biraz zor. Sorunuza yanıt vermek için şunu gözönünde bulundurmak gerekir. Biz burada evsahibiyiz, Amerikalılar misafir. Sınırda 6 tugay var. Bu büyük bir güç. Askerlerimiz sınırda bekliyor. PYD’yi 100 bin kişiye de çıkarsalar, ABD’nin en özel unsurları da olsa bu gücün karşısında duramazlar. Amerikalılar ise kiracı. Sahada zayıflar. PKK/PYD terör örgütü için sağladıkları avantaj eğitim, ağır silah ve hava desteği. 

– Türkiye, harekat için neden bu kadar bekledi?

– Aslında geç bile kaldık. Türkiye son yıllarda seçim ortamından çıkamadı. İstese yine yapar. Mesela Tel Abyad’a girebilirdik. Böylece kantonları ortadan ikiye böler, bağlantılarını keserdin. Ancak bu defa şöyle bir durum var. Amerika’da gelecek yıl seçimler var. Bu seçimler öncesi olası bir harekatta, Amerikalılar karşılık vermek zorunda kalacaktır. Bunu esas olarak Amerikalılar istemez.

– Bu mutabakata Türkiye’nin Astana sürecindeki partnerleri ne diyecektir?

– Zaten genellikle bu tür gelişmelerin ardından Astana toplantıları yapılıyor. Bu ay liderler zirvesi yapılacağı daha önce açıklanmıştı. Gereken bilgilendirmeler yapılmıştır. O toplantıda da gerekli görüşmeler yapılır. 

Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş’ın açıklamaları özetle bu yönde. Anlaşılan bu durum mutabakatın içeriği ortaya çıktığında dahi konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor.

Bir yanıt yazın