Gökhan Kırdar, 2 Haziran 1970’te Aydın’da dünyaya geldi. Babası Nevzat bey İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunu bir resim sanatçısıydı. Annesi Müzeyyen hanım Güzel Sanatlar Lisesi mezunuydu ve resim öğretmenliği için Aydın’a gelen babasıyla 1958 yılında evlendiler. Ablası ve ağabeyinin ardından ailenin en küçüğü olarak dünyaya gelen sanatçı henüz beş yaşındayken gitar ve tuşlu enstrümanlar çalarak şarkı söylemeye ve kendi melodilerini keşfetmeye başladı.

Sanatçı bir aileden olması güzel sanatlarla içiçe büyümesine ve kendisini bu yönde daha erken yaşta geliştirmesine olanak sağladı. Hayatının büyük zamanını müzik stüdyolarında geçirecek olan sanatçının ilk amatör ses kayıtlarını da babası gerçekleştirmişti. Müziğin yanında görsel sanatlara da yeteneği olan sanatçı ilkokul yıllarında katıldığı resim yarışmalarında ilk uluslararası ödüllerini kazandı. İzmir’de üniversitede okumakta olan kardeşlerinin yanına hafta sonları ziyarete giden sanatçı babasının öğretmen maaşının kardeşlerinin okul masraflarını ancak karşılıyor olması nedeniyle çok istediği konservatuar eğitimine küçük yaşlarda başlayamadı ve ilk, orta, lise öğrenimine Aydın’da devam etti.

Onbeş yaşındayken ilk sözlü şarkısı olan “Sevgilim”i yazan sanatçı 1987’de lise öğrenimini tamamladı ve doğduğu şehirden ayrılarak ailesiyle birlikte İzmir’de yaşamaya başladı. 1988 yılında Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni kazandı ve babasının büyüdüğü şehir İstanbul’da okumaya başladı. İstanbul’daki ilk günlerinde amcasına misafir olan sanatçı sonrasında liseden arkadaşlarıyla birlikte yaşadıkları evlerde öğrencilik yıllarının zorluklarını paylaştılar. 1989 yılının başlarında ev arkadaşlarıyla “Naturel” isimli ilk rock gurubunu kuran sanatçı, bir yandan mimarlık öğrenimini sürdürürken, bir yandan da geceleri müzik yaparak hayatını kazanmaya başladı. 1990 yılında guruba yeni müzisyenlerin katılımıyla “Picture” adını aldılar ve etnik, jazz, rock sentezi müzik anlayışlarıyla ülkesindeki birçok popüler müzik kulübünde sahneye çıktılar.

Ayrıca 1990 yılında ilk tiyatro müziği eseri olan “Kuşlar”ı besteleyen sanatçı, ‘Yıldız Üniversitesi’nden arkadaşlarıyla birlikte kurdukları ve “Üniversite Sanat Tiyatrosu” adını verdikleri tiyatro grubuyla diğer üniversitelerin festivallerinde canlı müzik eşliğinde birçok oyun sergilediler. Sanatçı milyonlarca hayran kitlesine sahip olan şarkısı “Yerine Sevemem”i 1990 yılı içerisinde yazdı. Aynı yıl bestelediği “Son Bir Kez”, “Yalnızlığımda”, “Turkuaz”, “Dur Gitme” ve “Resimler” isimli şarkıları, profesyonel stüdyo ortamında hazırladığı ilk aranjeleri ve ülkenin tanınmış müzik kulüplerinde seslendirdiği ilk eserleri oldular. 1991’de “Beyaz Güvercin” müzik yarışması finalinde o yıllarda ülkesindeki tek televizyon kanalı olan TRT’nin canlı yayınında seslendirdiği “Karanlığın Gizi” isimli şarkısıyla milyonlarca insana sanatını ilk kez duyurmuş oldu.

1993 yılının sonlarında müziğini bestelediği “Gece Melek ve Bizim Çocuklar” şarkısı bir sinema filmi ile birlikte yayına sunulan ilk çalışması oldu. Sanatçı aynı yıl ilk kez “Bay Kamber” isimli tv serisi için de müzikler hazırladı. 1994 yılında ilk albüm anlaşmasını imzaladı ve “Serseri Mayın” isimli ilk stüdyo albümünü yayına sundu. Albümde yeralan “Yerine Sevemem”, “Fayton”, “Gözbebeğim” ve “Nisan” gibi hitleşen tüm lirik eserleri tv ve radyo kanallarında haftalarca liste başı oldu. Babasından aldığı maddi destekle prodüksiyonunu gerçekleştirdiği müzik video çalışmaları görsel yaklaşım anlamında o yıllar için ülkesinde ilk olma özelliklerine sahipti.

Sanatçı 1995 yılında ikinci stüdyo albümü olan “Tutunamadım” isimli çalışmasını yayınladı. “Üstüme Basıp Geçme”, “Dokun Tenime”, “Yaşıyoruz” ve “Hep Aynı Aşk” gibi milyonlarca hayran kitlesine sahip hit şarkıları içinde barındıran albümün aranjörlüğünü bu kez kendisi üstlendi ve dünyada belkide ilk kez gerçekleştirilen yeni bir sentezin etnik, rock, elektronik müzik anlayışının ilk örneklerini ortaya koydu. Birinci albüme oranla sound anlayışı daha farklı olduğu için eserlerinin anlaşılması zorlaşsa da, sanatçı böyle davranarak dünya müzik tarihine geçtiğinin oldukça farkındaydı.

Müzikte ortaya koyduğu yenilikçi anlayışa oranla ekip arkadaşlarının görsel yapımlarda aynı yaklaşımı göstermemesi nedeniyle sanat anlamında yollarını üzülerek ayırmaya karar verdi. Sanatçı 1995 yılı ortalarında birlikte iki albüm hazırladıkları Göksoy Plak şirketiyle anlaşmasını sona erdirmek üzere girişimlerde bulundu. Çünkü biliyordu ki bir sonraki albümünde daha da deneysel çalışmalara yönelecekti ve bu durum plak şirketi tarafından iyi karşılanmayacaktı.

1995 yılı sonlarında sanatçı 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazandı ve ailesinin yanına İzmir’e dönerek müzik bilimi okumaya ve yeni albüm kayıtları için İstanbul’a gidip gelmeye başladı. Sanatçı 1996 yılı içerisinde dünya müzik endüstrisi için bile yeni kabul edilebilecek onlarca farklı şarkı besteledi. Bu eserlerinin bazılarını “Cennet” isimli üçüncü solo albümünde topladı ancak yayına sunmak yerine üretmeye devam ederek “Trip” albümünün kayıtlarını tamamladı. Albümü yayına sunabilmek için ülkesinin ilk bağımsız yapılanmalarından olan Loop Müzik şirketini kurarak albümün video yapım ve dağıtım çalışmaları için Bay Müzik ile işbirliği sağladı.

1997 yılında sanatçı dördüncü stüdyo albümü olan “Trip” isimli çalışmasını yayınladı. “Susma”, “Kafes”, “Sürünerek” ve “Cesaret” gibi hit şarkıları içinde barındıran albüm müzik eleştirmenleri tarafından büyük övgüyle karşılandı ve çalışmayı dünyada bile henüz çok az örneği bulunan trip hop, electronica, tekno rock gibi yeni müzik akımlarının öncülerinden ilan ettiler. Sanatçının yazdığı sözlerdeki bastırılmış insan ruhunun korkuları üzerinden dile getirdiği cesaret manifestosu, psikolojik terapi yöntemlerinin sanat yoluyla ifade edilişi anlamında bir ilk oldu. Albüm için hazırlanan ilk ve tek video olan “Susma” şarkısı o dönem içerisinde ortaya koyduğu görsel yaklaşımıyla vizüel anlamda da öncü oldu.

“Trip” albümü sanatçıya uluslararası arenada birçok yeni işbirliğinin kurulmasına ve dünya müzik endüstrisinin kapılarının açılmasına imkan sağladı. Her yeni akım albümlerde olduğu gibi insanlar albümü anlamakta zorlansalar ve hatta yanlış anlasalar bile, sanatçının bu çalışması da dünya müzik tarihindeki yerini değeri yıllar sonra anlaşılacak şekilde almış oldu. Sanatçı 1998 yılında ülkesinde ilk kez düzenlenen uluslararası İstanbul Techno Festivalinde dünyaca ünlü elektronik müzik artistleriyle aynı sahnede “Trip” ve “Dem-i Oz” isimli yeni albümünden şarkıları ilk kez yayınladığı konser performansını sergiledi.

1999 yılında sanatçı etnik, rock, trip hop, electronica sentezli beşinci stüdyo albümü olan “Dem-i Oz isimli çalışmasını tamamladı. “Bu Aşk”, “Erir”, “Diril” “Off” ve “Ateşle Dans” gibi hit şarkıları içinde barındıran albümün ve hazırlanan ilk videosunun Amerika’da yayına sunulacağı sırada gerçekleşen “İkiz Kuleler” saldırıları ve ülkesinde meydana gelen Marmara depremi nedeniyle yayınlanışı ertelenmek durumunda kaldı. İnsan ruhunun “Oz”laşarak yeryüzüne inişi ve nefsiyle mücadele etmeye başlayıp insan olabilmeyi keşfedişini anlatan felsefesiyle “Dem-i Oz” albümü dünya müzik tarihindeki yerini doksanlı yılların sonunda almış oldu.

Sanatçı aynı yıl Loop Müzik olarak kurduğu bağımsız müzik şirketini entertainment kategorisine taşıyarak kitap, video ve tasarım yapımlarını da kapsayan Loopus Entertainment’i yapılandırmaya başladı. 1999 yılında depremzede çocuklar yararına Hasbro Intertoy ile birlikte hazırlanan “Furby 3Doo” albüm ve dans projesini Loopus Entertainment etiketiyle yayınlandı. Bu çalışma konuşabilen bir robot oyuncağın sesleriyle hazırlanan ilk albüm olması özelliğiyle dünya sanat tarihindeki yerini aldı. 1999 Ankara Film Festivali En İyi Kısa Film ödülü alan “Namaste” adlı filmin müzikleri de sanatçının bu yıllar içerisinde yaptığı çalışmalar arasında yer aldı.

1999 yılının başlarında sanatçı Pnömotoraks adı verilen tehlikeli bir hastalığa yakalandı ve tedavi dönemini geçirmek üzere birkaç aylığına İzmir’de ailesinin yanında kaldı. 1999 yılı içerisinde tedavi gördüğü süreç boyunca şarkı yazmanın da iyileşmesine yardımcı olacağının bilinciyle altıncı stüdyo albümü olan ‘”Yağmur”, “Düştüm Aşka”, “Dayan Kalbim” ve “Aşkın Olmasa” gibi hit şarkıları içerisinde barındıran “Hayal” albümünü bestelemeye başladı. Etnik, rock, trip hop sentezi farklı müzik anlayışıyla ve de şarkı sözlerindeki insanı hayata bağlayan tek olgunun yine bir insana aşık olabilmek ve geleceği düşlemeye devam etmek olduğunu irdeleyen felsefesiyle “Hayal” albümü sanatçının müzik kariyerindeki yerini milenyum başlangıcı olan o yıllarda almış oldu.

Gördüğü tedavinin sonuç vermesiyle sağlığına yeniden kavuşan sanatçı 2000 yılı yaz aylarında askerliğini tamamlayıp İstanbul’daki evine geri döndü. Sanatçı 2000 yılının sonlarında ilk enstrümental albümü olan “Ethnotronix”i hazırlamaya başladı. Yıllardır yayınladığı albümlerle ortaya koyduğu ve müzik eleştirmenleri tarafından bir türlü isim verilemeyen kendine has doğubatı- kuzey-güney sentezi müzik tarzına artık kendisi bir isim vermiş oluyordu. Albüm 2001 yılının başlarında EMI/Müzikotek lisansıyla onlarca farklı ülkede de yayımlandı. Müziklerini hazırladığı “Tekfur Sarayı ve İstanbul” belgeseli 2002 “İstanbul Belgesel Film Festivali İzleyici Özel Ödülü”nü kazandı.

2002 yılı içerisinde sanatçı ikinci enstrümental albümü olan “Keyf” albümünü hazırlamaya başladı. Albümdeki eserlerin çoğu Amerikan yapımı “Crude” filminde yer aldı. Film 2003 yılında başta IFB “Los Angeles Film Festivali En İyi Film Ödülü” olmak üzere uluslararası birçok festivalde birincilik ödülü kazandı. “Keyf” albümü 2003 yılı sonlarında EMI lisansıyla Yunanistan, Polonya ve Lübnan’da da yayınlandı. Albümle aynı adı taşıyan “Keyf” şarkısı EMI tarafından tüm dünyada yayına sunulan karma albümde de yer aldı. 2004 yılı başlarında sanatçı İngiliz Warner-Chappel müzik şirketiyle tek şarkılık yeni bir anlaşma imzaladı. “Taqsim” isimli single çalışması “From Istanbul” adıyla hazırlanan albümde yer alarak onlarca ülkede yayımlandı.

Sanatçı 2003 yılında “Kurtlar Vadisi” tv serisinin müziklerini hazırlamaya başladı. “Kurtlar Vadisi” Vol1 – Vol2 – Vol3 dizi müzikleri albümleri 2004 ve 2009 yıllarında yayınlanarak yüksek satış rakamlarına ulaştı. Kırkın üzerinde ülke ve tv kanalında yayınlanan dizinin müzikleri ile sanatçı ilki 2005 yılında “Beyaz İnci Tv Ödülleri” olmak üzere birçok farklı organizayonda “En İyi Film Müziği” ödülünü kazandı. Sanatçı ayrıca 2006 ve 2008 yıllarında yetmişin üzerinde ülkede gösterime giren “Kurtlar Vadisi Irak” ve “Kurtlar Vadisi Gladio” sinema filmlerinin de müziklerini hazırlayarak büyük beğeni kazandı. 2006 yılında “Kurtlar Vadisi Irak” soundtrack albümü yayına sunuldu. “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisi yıllardır yayınlandığı günün en çok izlenen tv programı ve en çok dinlenen müzikleri olmaya devam ediyor.

2003 yılında sanatçı “Ölümsüz Aşk” ve “Hayalet” isimli tv serilerinin müziklerini hazırlamaya başladı. Bu diziler için gerçekleştirdiği müzik çalışmalar da büyük beğeniyle karşılandı. Sanatçı 2004 yılında Lüksemburg’ta düzenlenen ve birçok tasarımcının işlerinin sergilendiği “Self Project” kapsamında “Tüür” başlıklı müzik terapi projesiyle tasarımcı olarak yer aldı. Aynı proje “Tüür-Yağmur Duası” adıyla 2004’te albüm ve video film olarak Lüksemburg’ta ve 2005 yılında ülkesinde yayınlandı. “Tüür” projesi M.Ö. 10000’e kadar dayanan Orta Asya müzik terapi bilgisi ve çalgılarının elektronik ve rock müzikle sentezlendiği ilk çalışma olarak dünya müzik tarihindeki yerini aldı.

Sanatçı 2004 yılının ortalarında “Yabancı Damat” tv serisinin müziklerini hazırlamaya başladı. 2005 yılı ortalarında “Yabancı Damat” dizisinin müziklerinin yer aldığı albümünü Loopus yapımcılığında ve Warner dağıtımıyla Yunanistan, Malta ve Kıbrıs’ta da yayına sunarak yüksek satış rakamlarına ulaştı. Kırkın üzerinde ülke ve tv kanalında yayınlanan dizinin müzikleri ile sanatçı ilki 2005 yılında Beyaz İnci Tv Ödülleri olmak üzere birçok farklı organizayonda En İyi Film Müziği ödülünü kazandı. “Yabancı Damat” dizisi dört yıl boyunca yayınlandığı günün en çok izlenen tv programı ve en çok dinlenen müzikleri olmayı başardı.

Sanatçı 2004 yılında ayrıca “Haziran Gecesi” tv serisinin müziklerini de hazırlamaya başladı. 2005 yılı ortalarında “Haziran Gecesi” dizisinin müziklerinin yer aldığı albümünü Loopus yapımcılığında ve EMI dağıtımıyla yayına sunarak yüksek satış rakamlarına ulaştı. Otuzun üzerinde ülke ve tv kanalında yayınlanan “Haziran Gecesi” dizisi iki yıl boyunca yayınlandığı günün en çok izlenen tv programı ve en çok dinlenen müzikleri olmayı başardı. 2004 yılında sanatçı ayrıca “Gülizar” isimli tv filminin müziklerini de hazırladı. “Gülizar” için hazırladığı müzikler büyük ilgiyle karşılandı. Sanatçı ödüllü kısa film “Bir Küvet Hikayesi”nin müziklerini de 2004 yılında besteledi.

Sanatçı 2005 yılı başlarında “Anlat İstanbul” sinema filminin müziklerini hazırladı. Filmin müzikleri ile büyük beğeni toplayan sanatçı Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) “38. Türk Sineması Ödülleri En iyi Müzik” ödülünü kazandı. Aynı yıl içerisinde “Anlat İstanbul” filmi “2005 Uluslararası İstanbul Film Festivali Yılın En İyi Türk Filmi” ödülünü ve “12. Adana Altın Koza Film Festivali” beş ayrı dalda ödül kazandı. 2005 yılı ortalarında sanatçı “Banyo” sinema filminin müziklerini hazırladı. Sanatçı aynı yıl “Aynalar”, “Dönme Dolap” ve “Kanlı Düğün” isimli tv serilerinin de müziklerini hazırladı.

2005 yılının Ağustos ayında sanatçı doksanlı yıllarda İzmir’de tanıştığı eşiyle evlendiler ve iki kız çocukları dünyaya geldi. Sanatçı 2005 yılının sonlarında film ve dizi müziklerinden oluşan “Best Of Jenerik” albümünü Cd-VCD fotmatında yayınlayarak yeni bir ilke imza attı. Sanatçı 2005 yılında internetin yaygınlaşması nedeniyle oluşan korsan dinleme alışkanlığı nedeniyle “Web Albüm” adını verdiği tüm dünya için yeni bir dijital yayın formatı geliştirdi ve albümlerini bu yolla yayına sunmaya başladı. İnternet üzerinden canlı “Online Konser” fikrini de dünyada ilk kez ortaya koyan ve gerçekleştiren yine o oldu. 2006 yılı ortalarında sanatçı “Köprü” isimli tv serisinin müziklerini hazırlamaya başladı. “Köprü” dizisi iki yıl boyunca yayınlandığı günün en çok izlenen tv programları arasında yer aldı ve sanatçının proje için hazırladığı müzikler büyük beğeniyle takip edildi.

Sanatçının 2006 yılında “Discovery Travel Channel America” için hazırlanan tv program serisi “Not Your Average Travel Guide” belgeselinde müziklerine yer verildi. Belgeselin Amerika ve Güney Amerika televizyonlarında gösterimi gerçekleşti. 2006 yılı sonlarında sanatçı “Sağır Oda” isimli tv serisinin müziklerini hazırlamaya başladı. “Sağır Oda” dizisi bir yıl boyunca yayınlandığı günün en çok izlenen tv programları arasında yer aldı ve sanatçının proje için hazırladığı müzikler büyük övgüyle karşılandı. Sanatçı 2006 yılında ülkesindeki TRT televizyon kanalında yayınlanan “Dünyanın Türküsü” isimli bir müzik programının sunuculuğunu ilk kez üstlendi. Dünyadan ve ülkesinden tarzı olan müzisyenleri ağırlayan sanatçı, kendi müzik gurubu ile seslendirdiği canlı müziklerle de büyük beğeni topladı.

2007 yılından itibaren sanatçı sırasıyla “Dede Korkut Hikayeleri” ve “Pars Narkoterör” tv serilerinin, 2008 yılında “Sürgün Hayatlar”, “Geniş Zamanlar”, “Kırmızı Işıklar” ve “Dantel” tv serileri ile “Alia Boşnak Rapsodi” tv filminin, müziklerini hazırlayarak milyonlarca tv izleyecisinin hafızalarında şarkılarıyla önemli bir yer edindi. Sanatçı ödüllü kısa film “Kabil’in Çocukları”nın müziklerini 2008 yılında besteledi. 2009 yılında müzik kariyerindeki ilk Türkçe/İngilizce remix albümü olan “Dayan Kalbim” çalışmasını Cd-Web formatında ve Loopus yapımcılığında yayına sundu. 2009 yılında sanatçı “Hesaplaşma” ve “Ayrılık” tv serilerinin müziklerini hazırladı.

2009 yılında sanatçı “Aşkla Düşleyiş” adını verdiği projesini yayınlamaya başladı. Kitap, müzik ve video başlıklarından oluşan ve dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu interaktif sanat projesi yazıldığı anda online paylaşılan deneysel yapısıyla yeni bir dönemin başlangıcına daha öncülük ediyor. Sanatçı 2009 yılında “Saklı Kentin Sırdaşı” isimli belgeselin ve ödüllü kısa film “Mevt”in müziklerini besteledi. Müziklerini besteledi. 2010 yılında Alman yapımı “Suyun Derinliğinde” art film projesinde İtalyan “Bella Vista Film” şirketiyle ortaklık sağlayarak filmin müziklerini hazırladı. Filmin Almanya ve İtalya başta olmak üzere birçok ülke ve festivalde gösterimi gerçekleşti.

Sanatçı 2010 yılının sonlarında Lüksemburg’ta düzenlenen ve birçok tasarımcının işlerinin sergilendiği “Hammam Project” kapsamında “Um Te Ka” başlıklı müzik terapi projesiyle tasarımcı olarak yer aldı. “Um Te Ka” projesi su ve müziğin insan ruhu üzerindeki negatif enerjiden arındırma etkisi üzerine kurulu bir çalışma olarak büyük ilgi gördü. 2010 yılında “Adana Altın Koza” ve 2011 yılında “Antalya Altın Portakal” film festivallerinde ulusal jüride görev aldı. Sanatçı aynı yıl “Hicran Sokağı” isimli sinema filmi için “Ayrılık Neye Yarar” isimli sözlü bir eser seslendirdi.

2011 yılından itibaren sanatçı sırasıyla “Yıllar Sonra”, 2012 yılında “Babalar ve Evlatlar”ile “Atlılar” ve 2013 yılında da “İnadına Yaşamak” tv serilerinin ve “İki Denizin Birleştiği Yerde” isimli belgeselin müziklerini hazırlayarak büyük beğeni topladı. Sanatçı 2013 yılında “Kayıp” tv serisinin müziklerini de hazırlamaya başladı. Otuzun üzerinde ülke ve tv kanalında yayınlanan dizinin müzikleri ile sanatçı büyük övgüyle karşılandı. 2015 yılında sanatçı “Kara Kutu” isimli tv serisinin müziklerini hazırlamaya başladı.

Bir yanıt yazın