IKBY Lideri Mesut Barzani’nin tüm dünyadan baskılar ve özellikle Türkiye’den gelen sert uyarılara rağmen bağımsızlık referandumunu gerçekleştirmesi üzerinde sakin bir analitik bakışla durmak gerekiyor.

Çünkü normalde Barzani 71 yaşında tecrübeli bir isim. Onun pozisyonunda ve sıkışıklığında birinin, bu bölgede bu kadar uyarıya rağmen hatalı hareket etmenin karşılığını çok iyi analiz etmesi gerekirdi.

En başından beri aslında Ankara’da da bu konuda bir izlenim vardı. Ama Türkiye yine en başından beri herkesi kendisi gibi iyi niyetli ve eli açık oynadığını sandığı için Barzani’ye gelen ‘referandumu yapma’ mesajlarının da samimi olduğunu düşündü. Aslında bu şüphe vardı. Yani, ‘Acaba ortada tavşana kaç tazıya tut’ gibi bir oyun mu oynanıyordu…

Eğer gerçekten mesajlar Türkiye, merkezi Bağdat yönetimi ve İran’dan geldiği gibi, Batı’dan da sert olsaydı Mesut Barzani’nin bu referandumu yapması neredeyse imkansızdı. Erteleyebilirdi.

9 BAŞLIK

Bu noktadan hareketle şu başlıklar üzerinde durmak ve süreci artık daha yakından izlemek gerekiyor;

1- Evet Barzani’ye referandumu ertelemesinin doğru olduğu ABD, Rusya ve diğer önemli aktörlerce söylendi. Ama bunun tonu Barzani’yi etkileyecek bir seviyeye ulaşmadı. Hatta, bazı analistlere göre, Barzani diğer büyük ülkelerin bu ‘yapmasan iyi olur’ açıklamalarını, kendi cephesinde, ‘Bu olsa olsa dostlar alışverişte görsün mesajıdır. Eğer gerçekten istemeselerdi başka tonda konuşurlardı. Perde arkasında da uyarılar gelirdi. O nedenle ben yola devam edeyim’ diye değerlendirdi. Hatta bir Rus şirketinin sandıklara 48 saat kala IKBY ile 1 milyar dolarlık anlaşma imzalaması da bu düşüncesini güçlendirdi.

2- Bu bağımsızlık projesi yıllardır bu bölgede kapalı kapılar ardında çalışılan bir plandı. Ve bu nedenle büyük aktörler de öncelikle 1. aşamayı yani referandumu görmek istedi. Hatta, Türkiye’nin aşırı bir askeri çıkışını da ellerini ovuşturarak beklediler. Ama devletin zirvesinden Türkiye’nin oyuna gelmeyeceği açıklamaları heveslerini kursaklarında bıraktı.

3- Evet İsrail açıkça referandumu destekledi. Ama en yakın müttefiki Amerika karşı çıkarken İsrail’in bu kadar iştahla destek vermesi de dikkat çeken bir unsur. Ama bu süreçte gözden kaçan en önemli aktör ise Almanya idi. Doğru dürüst bir açıklama gelmeyen Berlin’in perde arkasında Barzani’yi özellikle motive edici adımlar attığı konuşuluyor. Bazı yardımları gönderdiği de. Türkiye’ye olur olmaz her konuda kin kusan bir Angela Merkel’in bunu yapması sizi şaşırtır mı? Öte yandan Avrupa Birliği de bir samimiyetsizlik klasiğine daha imza atarak referandumun yapılmasına çok üzgün olduğunu açıkladı. İngilizler zaten malumunuz.

4- Barzani yüksek oyla evet çıkan referandum sonrası Türkiye, Bağdat yönetimi ve İran’a karşı çok dikkatli ve nazik bir dil kullanıyor. Teşekkürler ediyor. Bu da aslında tecrübesi ile önceden bu süreç için ‘yakın dostları’ ile nasıl açıklamalar hazırlayacağına dair bir istişare süreci bile düşündüğünü gösteriyor.

5- Şüphesiz kendisinin de dediği gibi bağımsızlık hemen atılacak gündemde bir adım değil. Ama 1. aşamayı geçerek cebine bir koz koyduğunu da gözden kaçırmamak lazım. Her ne kadar Barzani için artık sıkıntılı bir dönem başlasa da, Ankara açısından da süreç gerçekten zorlu bir sinir harbi ve satranç şeklinde geçecek. Konu zaman zaman ısıtıldıkça Barzani ile ilişkilerin ve Kuzey Irak’ta ülkemizin hassas güvenlik ve terörle mücadele dengelerini çok iyi takip etmek lazım. Artık güney komşularımızın Amerika, Rusya, İsrail ve diğer aktörler olduğunu unutmayalım. Bu bölgede herkesin bir hesabı var. Türkiye’nin kimseye güvenmeden çok dikkatli adımlar atması şart.

6- Artık Kuzey Irak’taki her bağımsızlıkla ilgili tartışmanın etkileri ve yansımalarının Suriye’de PYD eksenine dek uzanacağı da aşikar. Meselenin yurt dışındaki avukatlarının birbirinden kirli hesaplar içinde olduğu da….

7- Halen Kuzey Irak’ta Türkiye’nin ciddi bir askeri varlığı olduğunu unutmayalım. Çok gündeme geldiği için sadece Başika değil bunun ötesinde 5 üs bölgesi ve kritik şehirlerde irtibat güvenlik noktalarımız var. Başika’ya ek olarak, Damami, Kanimasi, Akıncı (Grebiye), Amediye, Suri üs bölgelerinde ciddi bir askeri varlık ile ağır silahlar mevcut. 1992’den beri aralıklarla kurulan bu üsler terörle mücadele anlamında hayati öneme sahip. Ancak referandum sonrası buradaki birliklerimize referandum kutlamalarına katılan PKK terör örgütü ile bazı düşman yapılar tacizde bulunabilir ihtimaline karşı Türkiye sınır içi ve dışında çok ciddi tedbirler aldı. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin son olarak istediği iki yeni bölge anlamında da ilginç gelişmeler olabilir. Barzani’nin çok kızgın ve tepkili olan Türkiye’ye sempatik görünmek için beklenmedik adımlar atması da sürpriz sayılmamalı.

8- Türkiye doğal ve haklı olduğu tepkisini ve politikalarını yönetirken bölgede yeni ekiplerin kurulmasına, oyunların oynanmasına izin vermemeli. Kızgınlığımızın istismarı için hazırlanan kurtlar herkesin malumu.

9- En önemli noktalardan biri de orada bulunan Türkmenler. Onlar artık her zamankinden daha çok her açıdan yanında olmamız gereken kardeşlerimiz. Onlar üzerine yönelecek senaryoları, provokasyonlara karşı kalkan Türkiye olacaktır. Öte yandan Erbil, Kerkük ve Süleymaniye’yi karıştırmak ve dolayısıyla Kuzey Irak’ı bir kargaşaya sokma adına yabancı servislerin ne planlar yaptığını sokaktaki vatandaş bile hissediyor. O nedenle Türkiye’nin bu kirli oyunlara karşı müteyakkız olması gerekli.

Zaten hep dediğimiz gibi mesele içeride kendi içimizde birbirimizi yesek de, milli konularda yeter ki ortak payda da buluşmayı bilebilmek. Sakin olmak, birbirimizi hoşgörü ve sağduyu ile dinlemek. Bu açıdan tarafımız Türkiye oldu mu sorun yok.

En güzel günler ülkemizin olsun…

Bir yanıt yazın