Trump’ın tweeti ile Suriye konusu garip bir hal aldı. Vurup vurmayacağını ayrıca değerlendiriz ama bu füze atışması, artık doğrudan Türkiye’ye düşen füzeler gibi. Çünkü dolar, eurodaki tedirgin edici tırmanış, borsadaki başaşağı gidiş, ben doğal olarak milli perspektiften bakıyorum ve insanı tedirgin edici boyutlara geldi. Ama şu da bir gerçek ki, öyle bir noktaya çekti. Şimdi detaylardan yürürsek, resmin ne kadar dramatik olduğunu görürüz.

Tweetin atıldığı saat, TSİ ile 13.57. Yani sabah 7’ye 3 kala, Trump uyanır uyanmaz, Washington saati ile bu tweetleri attı. 7’ye 3 kala eğer ABD’nin karar verici mekanizmalarında, donanmasında, silahlı kuvvetlerinde, Pentagon’da şurda burda, isimlerle teati yapıp bu tweeti attıysa onu ayrıca değerlendirebiliriz. Ama saat 7’ye 3 kala ABD Başkanı’nın bu tweeti uyanır uyanmaz, kalkar kalkmaz hiç kimseye danışmadan atması onun kişisel heyecanı olarak da değerlendirilebilir Ama yönetim mekanizması ile değerlendirdiğiniz vakit çok daha dramatik olarak görülmeli. Yani saat bize bazı ipuçlarını verebiliyor aslında okuyabilmek için.

Öyle bir hale geldiki şimdi Rusya ve Amerika’dan biri geri adım atmak durumunda çatışma olmaması için. Ama bu saatten sonra Trump çok ileri taşıdı, Rusya çok ileri taşıdı herhangi birinin geri adım atması dünya kamuoyunda “Korktu da geri adım attı?” diye algılanmasın diye iki taraf da tribünlere oynamak için çeşitli çaplarda çılgınlıklar yapabilirler. Beni endişelendiren bölüm bu. Ama hep diyorum ben “savaş” çok tedirgin edici bir kelime. Olabildiğince uzak durmamız ve dikkatli olmamız gereken bir kelime. Ve “savaş generallere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir” diye de bir ifade var biliyorsunuz. Burada askerlerin beceriksizliğinden değil, çünkü “savaş acımasızdır işe askerler girerse ondan sonrası kan ve gözyaşı olabilir” dendiği için. Bunun üzerinde çok dikkatle durmak lazım. Öyle bir noktaya getirdi ki Rusya ve Amerika. Rusya gerçi biraz daha itidalle yürüyor. Sonra Trump’ın bir sonraki tweeti. Orada’da Rusya bizimle işbirliği yapmalı, ekonomisine destek olunmalı mealinde açıklamaları da var. Ben bunları yan yana koyduğumda bir yere kadar getirirler, derecesini, ölçüsünü bilmiyorum ama ikisi de durumu kurtarmak için bir adım atar. Fakat ben bunun çok geniş çaplı bir savaşa döneceğini tahmin etmiyorum, ya da tahmin etmek istemiyorum.

Trump biliyorsunuz Suriye’de saldırı yapıldığı gerekçesiyle rejime ait bir havalimanına yüz milyon dolara yakın bir bedelle onlarca Toma Hawk füzesi fırlattı. Ellerinde gerçekten çok gelişmiş teknoloji ürünü füzeler var. İşte bu Toma Hawk’lar bunların en çarpıcı örneklerinden ‘kızılderili baltası’ anlamına geliyor. Son dönemdede buna ağırlık veriyorlar. Smart dedikleri bu akıllı teknoloji ürünü füzelere. İşte hedefin sapma açısını 30 santimle bir metreye düşürebildikleri çok çok enteresan teknolojik ilerlemeleri var.

Ama şu da var; Çok fazla füze atıldığı zaman senin istediğin kadar orada hava savunma sistemin olsun mutlaka zemine düşen, yere düşen ve zarar verecek füzeler olacaktır. Önemli olan zaten hedefi vurması, yere vurup imha etmesi ve zarar vermesinden ziyade Amerika’nın butona basıp basamama kavgası var. “Bu füzeler bizde var” diyor ama o füzeye hareketi verdirebilecek mi? Butona basabilme emrinin cesaretini Amerika gösterebilecek mi? Rusya bunu durdurmaya çalışıyor.

Yoksa hava savunmasında Rusya’nın karşı koyması, ABD’nin füzeleri atması havada mini bir çarpışmanın yaşanması bile aslında bir nevi düşük yoğunluklu bir savaşın başlamasıdır. Bunun Suriye üzerinde etkisi çok tatsız olur. Doğrudan yansıması da bize oluyor. Sadece ekonomik açıdan değil, bölgedeki stratejik dengelerin kökten sarsılması anlamında da çok kritik saatler.

Dikkatimizi füzelere yoğunlaştırıyoruz, odaklanıyoruz ama bir başka noktada başka bir çıkış da yapabilir Amerika. Bu işleri çok farklı satranç taktiği ile oynuyorlar. Sizin dikkatinizi buraya yoğunlaştırıyor, başka bir noktayı vuruyor. Başka bir yerde çıkış yakalıyor. Başka alanlarda da vurmayı düşünüyor. Sadece füzeyle askeri anlamda da değil. Bunun planlarını da yapıyorlardır.

Fakat, ben tekrar tekrar bunun altını çizmek istiyorum. Saat 7’ye 3 kala bir ABD Başkanı dünyanın yönetilmesi anlamında sürece müdahale edeyim, “Suriye’ye ben de müdahil olayım” derken sadece tweetle bu işi yapıyorsa, bu işte bir tuhaflık var.

Çünkü bunların Pentagon’u var, NSA’i var, yetkili kurumlar var. Bir devlet süreci düşünülürse. Bu açıdan eğer sabah 6.30’da kalkıp, donanmayı aradıysa, NSA’in başındakini aradıysa, CIA ile görüştüyse bir şey diyemiyorum ama 7’ye 3 kala atması için bu tweeti bir iki saat istişaresinin olması lazım. Ya sabaha kadar uyumadılar. Ya da sabah kalktı ha Rusya bunu demiş, bir tane de ben onlara cevap vereyim dediyse bu iş olabildiğince ciddiyetsiz bir hal olur.

Türkiye Afrin’den sonra çok kritik bir sürece girdi. Evet bizim Mümbiçle ilgili, Tel Rıfat ile ilgili pozisyonumuz belli. Türkiye bu konuda yol haritasının sinyallerini de veriyor. Münbiç’te malum Rusya var, ABD var, Fransa ben de oyuna gireceğim diyor. İngilizler ben de her an gelebilirim sinyalleri vermeye başladı.

Benim şu konuda bir endişem var. Bu konuda açıkça söylemem lazım Afrin’den, “Rusya’nın-Lavrov’un dünkü açıklaması çok kritik Afrin’den çekilme anlamında -ki biz onlarla birlikte yürüdüğümüzü düşünüyorduk.-” Şimdi biz bunları karşımıza koyduğumuz zaman, aynı çerçeve içine oturttuğumuz zaman, bir süre sonra Türkiye’nin Afrin’deki kazanımı ve başarılarının içinin boşaltılması anlamında İngiltere, Fransa, Amerika’nın batı bloğunun, “Suriye’de ülkeler bazında değil de uluslararası bir güç kurulsun Türkiye’de gelsin onu bir şekilde formüle edelim. Artık buralarda sistemi kontrolü uluslararası güç yapsın” diyerek Türkiye’nin buralardan çekilmesini, buraları uluslararası gücün maskesi altına sokmaya çalışabilirler. Böyle bir endişem var açıkcası.

Son gelişmeler dikkatimi çekiyor. Fransa taşeron olarak bölgeye geldi. Fransa’nın tarihten gelen bu haçlı hırsını da hiç unutmuyoruz ama bunlar işin başka tarafı. Baktığımız zaman İngiltere, Fransa ve ABD’nin hareketliliği hem Rusya’ya karşı bir blok oluşturmak, hem de Afrin’de, onların kafasındaki düzeltebilecekleri noktalarda böylesine maskeli girişimi bölgede bizim başımızı ağrıtabilir.

Trump’ın tansiyonu giderek yükseltmesi de bölgede çeşitli çılgınlıkları beraberinde getirirse otorite boşlukları olur, bu otorite boşlukları da Türkiye’ye göç dalgası anlamında, farklı unsurlar anlamında da yansıyabilir. Bunlara karşı mutlaka tedbirler alınıyordur ama dikkatli olmak lazım.

Bir yanıt yazın