ABD ile ülkemizin yaşadığı krizleri tekrar tekrar hatırlatmaya gerek yok. Artık dış politika ile ilgisi bile olmayan bir vatandaşımız bunları detayları ile sayabilir. O nedenle siz okuyucularımızın değerli vaktini tekrar almayalım.

Ama her bir sorunu da yeri geldiğinde analitik olarak gelecek perspektifinde inceleyelim.

Bu noktadan hareketle şimdi de tartışmaların odağında ABD ile yaşanan Rus yapımı hava savunma sistemi olan S-400 füzelerinin alınması meselesi var. Washington yönetimi ısrarla bu sistemin alınmaması konusunda bastırıyor. Üstü kapalı “ambargo” tehdidine kadar giden sert söylemleri ile zaman zaman arkasına NATO’yu da alan ABD, “Bu müttefiklik ruhuna aykırı ve ortak batı NATO silah sistemlerine entegre olma konusunda ortaya güvenlik sorunu çıkabilir. Bizim sistemlerimizle Rusların silahlarını kullanamazsınız. Bunun yaptırımı olur”ifadelerini kullanıyor.

Ancak şu var ki; Türkiye bu konuda kararını verdi ve 2019 sonbaharında sistem ülkemizde kurulmuş ve aktive olacak şekilde yerini alacak. Yani, kriz daha da tırmanacak.

Bugün ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Rusya’ya, aralarındaki füze anlaşmasına uyması konusunda ilginç bir uyarıda bulundu. Üzerine de tehdit kokan bir havada 60 gün süre tanıdı.

Rusya-ABD arasındaki bu konu balistik bazda olsa ve bizim Amerikan yönetimi ile aramızdaki sorunla direk bağlantılı bulunmasa da muhtemel bir projeksiyon da akla getiriyor.

O da takvim ilerleyip Türkiye’ye Rusya’nın teslimatı yaklaştıkça Washington’dan Ankara’ya benzer şekilde “Şu kadar sürede bu anlaşmayı NATO müttefiki olarak sizden iptal etmenizi bekliyoruz” diyebilir.

Tabii ki bu krizi tırmandırsa da bağımsız bir ülke olarak Türkiye istediği savunma sistemini alma hakkına sahiptir. Ve bu uyarıya sert yanıt verecektir.

Bundan sonrasında ise Amerika’nın Türkiye’ye, “Peki madem öyle o zaman bizim Patriot savunma füze sistemlerinden de alırsanız ara yol bulabiliriz” tarzı bir teklif getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Zaten geçenlerde ajanslardan geçen bir haberde, adının açıklanmasını istemeyen bir Amerikalı yetkili bu konuda “Türkiye ile istişarelere hazır oldukları” yönünde bir sinyal verdi bile.

Dış politika ilginçtir. Ve bazen oyunun maddi gücünüzle istediğiniz gibi yöneteceğiniz bir şekilde yürüdüğünü görürsünüz.

Bir yanıt yazın